10. Hukuk Dairesi 2015/13893 E. , 2017/4924 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı ... vekilleri ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 26.07.2012 tarihli trafik iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve ödenen cenaze yardımı nedeniyle doğan Kurum zararının 3. kişiden rücuan tazmini istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesidir.
5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesinde üçüncü kişinin rücu alacağından sorumlulukları düzenlenmiş olup bu maddeye göre; açılan rücuan tazminat davalarında 3. kişinin sorumluluğu, yapılan masrafların kusur oranına tekabül eden kısmı, Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan ilk peşin gelirin ise yarısına kusur oranının uygulanması ile elde edilecek miktar ile sınırlıdır.
1-Davacı Kurum dava dilekçesinde; davacı Kurum tarafından ölen sigortalının yakınlarına bağlanan peşin sermaye değerli gelir ve ödenen cenaze yardımı olmak üzere toplam Kurum zararının 262.610,49 TL olduğunu belirtmiş, 78.674.24 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Davacı vekili, 04.10.2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise cenaze yardımını eklemek suretiyle talebimizi genişletip değiştiriyoruz demek suretiyle talebini 78.783,14 TL"ye çıkarmıştır. Davacı vekili bilirkişi raporundan sonra bu kez bilirkişi raporuna beyan dilekçesi olan 14.11.2014 tarihli dilekçesinde, PSD için 78.674,24 TL, cenaze yardımı için 108.90 TL olmak üzere, 78.783,14 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiş açıkça talebi ıslah ettiklerini belirtmemiş usulüne uygun ıslah dilkeçesi düzenleyip vermemiştir. Hal böyle olunca 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde düzenleme bulan taleple bağlılık ilkesi, 141. maddesinde düzenlenen ve cevaba cevap dilekçesi ile yapılabilecek işlemler ve 177 ve devamında düzenlenen ıslah hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ile talep miktarını artıramayacağı ve 14.11.2014 tarihli dilekçesinin de ıslah niteliğini taşımadığı ve duruşmada da vekilin ıslah talebinde bulunmadığı gözetildiğinde talepten fazlasına hükmedilmesi bozma nedenidir.
Kabule göre de; dosya kapsamında, Kurum tarafından gönderilen tabloda gelirin peşin değeri 262.247,49 TL olarak belirtilmiştir. Yukarıda anılan 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesi gereğince 3. kişinin sorumluluğu ilk peşin değerin yarısı ile sınırlı olacağından ve bu miktara kusur oranı uygulanacağından, Kurumdan sorulmak suretiyle ilk peşin değer belirlenip sonuca göre karar verilmelidir.
2- Davalı ... şirketi ödeme iddiasında bulunmuştur. Mahkemece bu iddia yöntemince araştırılmadan hüküm tesis edilmiştir. Davalı ... şirketi tarafından hak sahiplerine yapılan ödemenin kime yapıldığı, tarih ve miktarı dayanağı belgeler de getirtilerek, yöntemince araştırıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme, araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı ... vekilleri ve ..."ün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 08.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildir.