Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/3210
Karar No: 2007/6925

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/3210 Esas 2007/6925 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/3210 E.  ,  2007/6925 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih               : 27.12.2006
    No                   : 527-730  
     
    Davacı  Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile  iptal edilen SSK sigortalılığının geçerli  olduğunun tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava  davacının Bağ-Kur  sigortalılığı ile sigortalılık dönemine ilişkin Bağ-Kur  prim borcunun iptalini,  çakışan Bağ-Kur hizmetleri sebebiyle  geçersiz sayılan Sosyal Sigortalar Kurumu"na tabi  çalışmalarının  geçerli olduğunun ve Sosyal Sigortalar Kurumu"ndan   yaşlılık aylığına   hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir. 
    Mahkemece  bozma ilamı doğrultusunda yapılan  araştırma sonucunda davacının Bağ-Kur sigortalılığının  geçerli olduğunun tesbiti ile aynı dönemdeki SSK  çalışmalarının iptaline karar verilmiştir.
    Dosyadaki bilgi  ve belgelerden  davacının SSK sigortalılığının 15.8.1968-1.8.1974 tarihleri arasındaki dönemden sonra  1.4.1976-15.12.1988 ve 15.1.1989-31.12.1990 tarihleri arasında olduğu ve tekrar  25.4.1993 tarihinden başlayarak aralıklı olarak devam ettiği, davacının Bağ-Kur sigortalılığının 20.6.1988 tarihinde  kurum kayıtlarına intikal eden  giriş bildirgesi ile  16.12.1988 tarihinden itibaren  itibaren başladığı, vergi kaydının 4..6.1983  tarihinden,  oda kaydının ise 9.6.1978 tarihinden başlayarak devam ettiği, kurumca önceden başlayan  ve devam edegelen  SSK  sigortalılığı gözetilerek  sigortalılığın sona erdiği 15.12.1988 tarihini takip eden ve başka  sosyal güvenlik  kuruluşuna tabi  olunmayan  16.12.1988 tarihinden itibaren Bağ-Kur  sigortalılığını başlattığı,  sürekli devam eden kayıtları ve dolayısıyla kendi nam ve hesabına  çalışmayı dikkate alarak  16.12.1988 tarihinden itibaren  Bağ-Kur sigortalılığının başlatıldığı  ve bu tarihten sonra 15.1.1989 tarihinden itibaren  SSK hizmetlerinin  geçersiz sayıldığı, 4.12.1998 tarihinde Sosyal Sigortalar  Kurumundan   yaşlılık aylığı talebinde bulunan davacının talebinin  16.12.1988 tarihinden itibaren  zorunlu  Bağ-Kur sigortalısı  olduğu gerekçe gösterilerek kurumun 23.2.2000 tarihli yazısı ile red edildiği  görülmüştür.
    Sosyal güvenlik sistemimizde  çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup çakışan sigortalılık olarak adlandırılan bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik  kurumuna tabi olması hali 506 sayılı Yasa"nın 3/I-K maddesinde ve 1479 sayılı  Yasa"nın 24. maddesindeki dönemlerle önceden başlayan sigortalılığa geçerlik  tanınarak çakıyan sigortalılık  çözüme kavuşturulmuş Yargıtay Hukuk  Genel Kurulu"nun 2005/21-389-430 ve 2001/ 21-627-659 sayılı kararlarında da  önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık  olduğu özellikle belirtilmiştir.
    Somut olayda  1.4.1976 tarihinde başlayan ve 15.12.1988 tarihinde sona eren  SSK  sigortalılığından sonra 16.12.1988 tarihinde Bağ-Kur  sigortalılığının başlaması  ve bu tarihten itibaren önceden başlayan sigortalılık olması sebebiyle sonradan 15.1.1999  tarihinden itibaren başlayan SSK  sigortalılığına  geçerlilik tanınması  gerektiği ortadadır. 
    Davacı S.S.K.na tabi zorunlu sigortalı olduğu dönemde zorunlu  Bağ-Kur sigortalısı olduğundan mahkemece istemin reddine ilişkin verilen karar bu yönüyle doğru ise de  1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının   ödediği    primlerin    tam   olarak   karşıladığı   ayın   sonu   itibariyle,   prim   ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur.  Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını   tebliğ   tarihinden   itibaren   üç   ay   içinde  ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1.fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104 üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı , yine 5458 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile eklenen ve 1.3.2006  tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma  talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam  eden  uyuşmazlıklarda,  tamamlanmamış  hukuki  durumlara  yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini  ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın değişik Ek 19.maddesi ile Geçici 26.maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
    Davacının davadaki isteminden ve dosya içindeki dilekçelerden prim borcunu ödeme isteğinin bulunmadığı  sonucu çıkarıldığından uyuşmazlığa  hüküm tarihinden önce  1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın  değişik  Ek 19 ve  geçici 26. maddelerinin uygulanması gerektiği ortadadır.  Yargıtay Hukuk Genel  Kurulu"nun 2006/21-363-466 ve 2006/21-485-483 sayılı  kararlarıda bu yöndedir. 
    Mahkemece  yukarıda açıklanan  maddi ve hukuki olgular dikkate  alınarak davacının Bağ-Kur  sigortalılığının iptaline ilişkin  isteminin değerlendirilmesi sonucuna görede  yaşlılık  aylığı  talebi hakkkında da bir karar verilmesi gerekirken  yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve   yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının   bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,   25.4.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi