11. Hukuk Dairesi 2015/9566 E. , 2016/4065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2015 tarih ve 2014/503-2015/184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalıya sattığı gayrimenkulün satış bedelinden bakiye kalan 7.350 TL"nin ödenmediğini ileri sürerek, davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının verilen kesin süreye rağmen delillerini ibraz etmeyerek bildirmekten vazgeçtiği, dosya içerisinde ispata yarar herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, ödeme yapılmadan tapu kaydının intikal ettirilmeyeceği, davacının iddialarının dayanaksız kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, taşınmaz satış bedelinin bakiye kısmının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 141/(1). maddesinde ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmemesi halinde, gelen tarafın onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği öngörülmüştür. Somut olayda davalı taraf, kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen 17.03.2015 tarihli ön inceleme duruşmasına katılmamış, davacı ise duruşmada ""Ben ... mahallesi 1274 ada 156 parsel sayılı taşınmazımı ..."a sattım. Aramızdaki anlaşma bedel peşin olarak ödendiği takdirde 30.000,00 TL, taksitli olarak ödendiği takdirde ise 32.000,00 TL olarak anlaşmıştık. kendileri 750,00"şer TL taksit halinde borcu ödeyeceklerdi. Ancak ilk iki sene içerisinde borcun tamamlanması gerekecekti. Ancak karşı tarafça şu an itibariyle 24.650,00 TL ödendi. Ancak geri kalanı ödenmedi. Ben bu geri kalan alacağımın tahsiline yönelik dava açtım. Toplamda 7.350,00 TL açık bulunmaktadır. Ben ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/1808 esas sayılı takip dosyasında mahkeme kararı ile icra takibi yapmak için takibi kapattım. Mahkemenizce eksik olan bedel hüküm altına alındığında takip yapmam daha kolay olacaktır. Davamın kabulüne karar verilsin."" şeklinde beyanda bulunduğuna göre, davacının iddia ve delillerinin bu beyan kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Davacı, iddiasını ispatlamak için 02.06.2008, 28.06.2013, 08.07.2014 olmak üzere üç belgeye dayanmıştır. Bu belgelerden ilki olan 02.06.2008 tarihli belgede ""...taşınmazın satışı hakkındadır. Taşınmaz, tamiri karşılığı, önce yarı hissesi .... "ye devredilecektir. Diğer yarı hisse satış bedeli 32.000 TL, mali güçlüklerden dolayı aylık 750 TL taksitlerle ilk iki sene içinde ... banka şubesine satıcı adına yatırılacaktır. Müddet iki seneyi aştığı takdirde satış bedeli 35.000 TL olarak kararlaştırılmıştır..."" denilerek belge taraflarca imzalanmıştır. 28.06.2013 tarihli belgede ise, ""...taşınmazın yarı hissesinin tamamına devredilmesinden sonra ödenen miktarda -2.550 TL- mali güçlükler nedeni ile açık kalmıştır..."" ifadesine yer verilmiş, belge taraflarca imzalanmış ve belgenin alt kısmına ayrıca ""Ben bunu imzalamakla hiçbir şekilde icra vb durumlarla karşılaşmayacağımı ... tarafından beyan edilmiştir."" yazılmış ve her iki tarafça bu kısım da imzalanmıştır. Dayanılan 08.07.2014 tarihli son belge ise, davacı tarafça İcra Müdürlüğü"ne hitaben yazılmış olup, içeriğinde ""... iki taraf ( alacaklı-borçlu) arasında varılan anlaşma ile tarafınızdan takibin iptali ve dosyanın kapatılmasını .. arz ederim"" beyanı bulunmaktadır. 28.06.2013 tarihli belgeye göre, davaya konu taşınmaz satışından davalının belirtilen miktarda (2.550 TL) borcunun kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, 28.06.2013 tarihli belgede davalının da imzasının bulunduğu hususu nazara alınarak, dava konusu taşınmaza ilişkin akit tablosunun getirtilmesi, 6100 sayılı HMK"nın 169 vd hükümlerine göre, 28.06.2013 tarihli belge eklenmek suretiyle davalının bu belge altındaki imza ve içeriği konusunda isticvaba davet edilmesi, isticvap duruşmasına gelmesi ve belge altındaki imza ve belge içeriğini kabul etmesi veya davetiye tebliğine rağmen gelmemesi halinde bu tarih itibariyle borcun (2.550 TL) olduğunun kabulüyle 28.06.2013 belge tarihi sonrası ödemeye ilişkin ispat yükünün kendisine (davalı) ait olduğu gözetilerek, bu tarih sonrası ödeme belgesi bulunup bulunmadığı hususunun sorulması ve gerektiğinde ödemeye ilişkin delillerini sunmak üzere davalıya süre verilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.