14. Hukuk Dairesi 2015/3273 E. , 2015/3327 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı ... davanın reddini talep etmiş, davalı ... duruşmada davayı kabul ettiğini beyan etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir.
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK"nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK"nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada "kesintisizlik ilkesi" denilir.
Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Kurulan geçit hakkının TMK"nın 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Somut olaya gelince, davacı 112 ada 21 (eski 1398) parsel sayılı taşınmaz, 112 ada 11 (eski 2087) parsel sayılı taşınmaz, 112 ada 7 (eski 1196) parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit hakkı kurulması talebinde bulunmuş, davacıya ait 21 parsel sayılı taşınmaz kuzeyindeki 112 ada 20 (eski 1397) parsel sayılı taşınmaz, 8 (eski 1193) parsel sayılı taşınmaz, 5 (eski 2188) parsel sayılı taşınmaz, 3 (eski 1154) parsel sayılı taşınmaz ve 77 (eski 1200) parsel sayılı taşınmazlardan geçen fiili yol esas alınmak suretiyle geçit hakkı kurulmuştur. Bu tür davalarda taşınmazlar leh ve aleyhine geçit kurulması gerektiği halde hangi taşınmazlar yararına, hangi taşınmazlar üzerinden geçit kurulduğu belirtilmeden ve hüküm sonucunda bilirkişi raporuna atıf yapılmadan "davacı lehine" şeklinde geçit kurulması, ayrıca dava konusu taşınmazların bulunduğu ... köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi gereğince yapılan yenileme çalışmaları sonucunda taşınmazların parsel numaraları değiştiği halde tapuda işlem kabiliyeti bulunmayan eski parsel numaraları üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacının 21 parsel sayılı taşınmazının kuzeydeki fiili yola cepheli olduğu anlaşıldığından kurulacak geçitin 21 sayılı parselin sınırları dışından itibaren başlatılarak genel yola ulaştırılması gerekirken kısmen 20 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulması ayrıca davacı, 7 ve 11 parsel sayılı taşınmazları yararına da geçit hakkı tesisi talep etmesine rağmen bu parseller yönünden davacının istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.