MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


Davacı, ... çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro sırasında paftasında yol tespit harici bırakılan taşınmazlar hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 03.02.2010 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 03.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporuna ek haritasında (A) ve (B) ile gösterilen 223,03 ve 62,21 metrekare yüzölçümlü kısımların davacıya ait 173 ada 3 parsele ilavesine, aynı raporda (C) ile gösterilen 48,10 metrekare yüzölçümlü kısmın 173 ada 2 parsele ilavesine, davacının 173 ada 2 parselin tapusunun iptaline yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı, davalı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı ... ve karşı davacı ...’nin davalarının kabulüne karar verilmiş ise de dava kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan yerlere yönelik açılan tescil davası olup, bu tür davalarda TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve haritasına göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece yasal zorunluluk olan bu husus göz ardı edilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece gerekli ilanlar yapılarak ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulüyle sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a ayrı ayrı iadesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.