Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9770
Karar No: 2014/9299
Karar Tarihi: 14.05.2014

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/9770 Esas 2014/9299 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2014/9770 E.  ,  2014/9299 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2014/106370

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.03.2014 gün ve 2014-5138/18728 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.04.2014 gün ve KYB 2014/106370 sayılı ihbarnamesi ile;
    Mühür bozma suçundan sanık D.. A.."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Akyazı Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2013 tarihli ve 2013/220 esas, 2013/231 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde,
    Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30/10/2013 tarihli ve 2012/22539 esas, 2013/15593 sayılı ilâmında belirtildiği üzere; "Anayasa’nın 38. maddesine göre “kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” Aynı hususlar, 5237 sayılı Kanun’un “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi” başlıklı 2. maddesinde de vurgulanmış ve “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun"un "Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde, 203. maddede düzenlenen "mühür bozma" suçunun konusu, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin olduğu gibi korunması veya üzerinde değişiklik yapılmaması için konulan mühürdür. Suçla korunan değer, kamu idaresinin, dolayısıyla devletin otoritesidir. Kanunla verilmiş yetkiye dayalı olarak ve usulüne uygun bir şekilde yetkili makam tarafından konulan mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile mühür bozma suçu oluşur. Devlet daha önce, elektrik dağıtım ve satışını Kamu iktisadi Teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese ve ortaklıklar eliyle gerçekleştirirken, bu hizmet özelleştirme uygulamaları kapsamında, dağıtım ve perakende satış lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişileri olan şirketlere devredilmiştir. Elektrik ve Doğalgaz"ın dağıtım ve satışının Kamu İktisadi Teşebbüsleri tarafından gerçekleştirildiği dönemde ve özelleştirme programının yürütüldüğü sürece, usulsüz veya kaçak kullanımların tespiti üzerine usulünce yapılan mühürleme işlemine aykırı davranışların TCK"nun 203. maddesi kapsamındaki suçu oluşturduğu tartışmasız ise de bunların dağıtım ve satışının, özelleştirme uygulamaları sonucu lisans sahibi özel şirketlere devredilmesinden sonra özel şirket yetkililerince yapılan mühürleme işlemi ve buna aykırı davranışların ceza hukuku açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. 24/11/1994 tarih ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 37. maddesinin 27.4.1995 tarih ve 4105 sayılı Yasayla değişik (a) bendine göre “Bu Kanun hükümleri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşlar özel hukuk hükümlerine tabi olup, bunlar hakkında varsa kendi kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu Kanuna aykırı hükümler ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanmaz. 5237 sayılı Kanun"un “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir... Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı” belirtilmiştir.
    Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması zorunludur. Ne yukarıda anılan 4046 sayılı Kanun’da, ne 20.2.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.3.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. 4628 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan 25.09.2002 tarihli “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/3. maddesinde “Dağıtım lisansı sahibi tüzelkişi, kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin elektriğini keserek Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağı” belirtilmişse de bu düzenleme, yukarıda yer verilen Anayasa’nın 38 ve TCK’nun 2. maddeleri hükmü karşısında özel bir şirketin tatbik ettiği mührün bozulması eylemini suça dönüştürmez." şeklindeki açıklamaları dikkate alındığında somut olayda S. Elektrik Dağıtım A.Ş"nin suç tarihi olan 07/02/2013 tarihinde özelleştirme kapsamında özelleştirilip özelleştirilmediğinin araştırılarak sonucuna göre özelleştirme işleminin gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi halinde sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
    Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 2525 sayılı cevabi yazıda belirtildiği üzere, S.Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin 11.02.2009 tarihinde hisselerinin özel şirkete devredildiği anlaşılmakla; 07.02.2013 tarihli mühür bozma tutanağına konu 30.01.2013 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan S. Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi"nin mühürleme tarihinden önce 11.02.2009 tarihinde özelleştirilmesi nedeniyle lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan bu mühürleme işlemine aykırı davranışta, 5237 sayılı TCK"nun 203. maddesinde düzenlenen "mühür bozma" suçunun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görüldüğünden, Akyazı Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2013 gün ve 2013/220 Esas, 2013/231 sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden yüklenen suç unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine, cezanın çektirilmemesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi