Davacı, 02.09.20002 tarihinden itibaren emekliliği hak ettiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin   kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; 02.09.2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine; fazladan yatırdığı 7.000.00.-YTL. prim alacağı ile 02.09.2002-01.05.2004 tarihleri arasında ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece verilen 25.04.2006 tarihli davacının talebinin reddine ilişkin karar Dairemizin 02.10.2006 tarihli kararı ile davacının 01.11.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyma kararı veren mahkemece, bu kez davacının 01.11.2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmiş ise de  davacının fazladan prim ödemesinde bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılmadığı prim iadesine ilişkin istemi ile birikmiş aylıkların faiziyle iadesine ilişkin istemi hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.
Yapılacak iş, davacının 01.11.2002 tarihindeki sigortalılık koşulları dikkate alınarak davacıya hangi basamaktan yaşlılık aylığı bağlanacağını tesbit etmek, fazladan yatırılan primlerin iadesi ile ilgili olarak davacının 01.11.2002 tarihinden sonra fiili çalışmasının olup olmadığı araştırılarak çalışmanın varlığının saptanması halinde ödenen primlerin Sosyal Güvenlik Destek Primi olarak ödendiği kabul edilerek fazladan ödemenin varlığı halinde bu miktar tesbit edilerek yasal faizi ile davacıya iadesine karar vermek ve  01.11.2002-19.04.2004 tarihleri arasındaki ödenmeyen aylıkların faizi ile tahsiline yönelik davacı talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.