10. Hukuk Dairesi 2016/7956 E. , 2017/4886 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kurum işleminin iptali, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile birikmiş aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
4.7.1965 doğumlu, 6234 gün 4/1-a ve 944 gün 4/1-b hizmeti bulunan davacının, 5.7.2012 tarihinde davalı Kuruma yaptığı tahsis başvurusunun, davacının hizmet cetvelinde yer alan 1.3.1983-31.3.1983 tarihleri arası bildirimi yapılan 30 gün çalışmanın, hizmet bordrosunda yer almadığından, başlangıcının 17.4.1985 kabul edilerek, 7148 gün hizmeti olduğu ancak 49 yaş şartının yerine getirmediği gerekçesiyle talebin reddi üzerine, açılan iş bu davada Mahkemece, yapılan yargılamada, davacının hizmet döküm cetvelinde görülen 9945 sicil nolu işyerinden 1.3.1983-3.3.1983 tarihleri arası bildirimi yapılan 30 günlük çalışmanın davalı Kurum tarafından iptal edilip edilmediği, iptal edilmiş ise çalışmanın fiili ve gerçek bir çalışma olup olmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu infazında tereddüt oluşturulacak şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmelidir.
Somut olayda, Mahkemece yapılan araştırmalar hüküm kurmaya yeterli değildir zira; öncelikle davacının sigortalı çalışmalarını gösterir uzun vadeli hizmet döküm cetvelinde ... sicil nolu işyerinde bildirilen 30 günlük çalışmaya konu dönem bordrosu davalı kurumdan celp edilerek, bildirimin davacıya ait olup olmadığı, bildirimin davalı Kurum tarafından iptal edilmiş olup olmadığı saptanmalı, şayet bildirim iptal edilmiş ise çalışmanın fiili olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu kapsamda öncelikle, iptal var ise iptale konu Kurum tarafından yapılmış tespit ve müfettiş raporu bulunup bulunmadığı araştırılmalı, uyuşmazlığa konu dönemin tamamını kapsar şekilde çalışması bulunan bordro tanıkları re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı; talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile aynı çevrede işyeri olan işveren, ya da, bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, tanık anlatımları karşılaştırılmalı, varsa, çelişki giderilmeli, işyerinin kapsam ve kapasitesi faaliyeti araştırılarak işyerinin varlığıda saptanmak suretiyle kurumca kabul edilmeyen çalışmaların gerçek ve fiili olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre tahsis şartları değerlendirilerek karar verilmelidir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, kabule göre aylık başlangıcını gösterilmemesi ve faize hükmedilirken yasal faize hükmedilmesi gerekirken faizin niteliğinin hatalı belirlenerek en yüksek banka mevduat faizine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 8.6.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.