19. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3381 Karar No: 2019/4700 Karar Tarihi: 09.10.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3381 Esas 2019/4700 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın bonolardaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğu ve ticari dava niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Ancak yerel mahkeme tarafından asliye ticaret mahkemesi görevi gözetilmeden esastan incelenerek karar verildiği ve bu nedenle de Daire tarafından kararın bozulduğu ifade edilmiştir. Kanunlarla ilgili olarak ise HMK'nın 114.maddesinde dava şartları arasında görev koşulunun yer aldığı ve 115.maddesinde bu şartların yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca, TTK'nın 5.maddesi ile asliye ticaret mahkemeleri ve asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2018/3381 E. , 2019/4700 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 2014/21 esas ve 2016/210 karar sayılı ve 16/06/2016 tarihli hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 2016/14740 esas ve 2018/3648 karar sayılı ve 27/06/2018 tarihli ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Dava, bonolardaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğundan ticari davadır. Dava tarihi olan 15.01.2014’de yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 114.maddesinde görev dava şartları arasında sayılmış, aynı Yasanın 115.maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetileceği hüküm altına alınmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 26/6/2012 tarihli ve 6335 sayılı Yasanın 2. maddesi ile değişik 5. maddesinde ise; asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu halde göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu durumda Mahkemece, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilmeden yanılgıya düşülerek işin esastan incelenmesi doğru olmadığı gibi Dairemizce de yerel mahkemenin görevsiz olduğu gözden kaçırılarak yerel mahkeme kararının esas yönünden bozulması da doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma ilamı kaldırılarak yerel mahkeme kararının görev yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 2016/14740 esas ve 2018/3648 karar sayılı ve 27/06/2018 tarihli bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının görev yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.