14. Hukuk Dairesi 2014/16008 E. , 2015/3297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi, Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davacı vekilinin sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle ... adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.12.2012 tarihli ve 2012/7255 Esas, 2012/15962 Karar sayılı ilamı ile “...Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; davanın açılmasına davalı ... ile ... Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek ... Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği ... Belediyesi"nin sorumlu olduğu halde, davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ... yönünden husumet yokluğundan ret kararı verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan; ihyaya konu taşınmazın ... adına tesciline karar verilmemiş olması isabetsiz olduğu gibi, diğer taraftan; imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, işlemin kapsadığı tüm uygulamalar iptal edilmiş sayılacağından taşınmazın imar planı gereğince ormanda kalması sonuca etkili olmadığı halde, ihya kararından sonra taşınmazın sicilden terkinine karar verilmiş olması da yerinde değildir...” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, "davacının tapu iptali ve tescil işleminde hukuki yararının bulunmadığı, ancak işlemler ve çekişmelerin devam etmesi nedeniyle esas yönünden değerlendirme yapıldığı, emsal kabul kararlarının fiilen infaz imkanı bulunmayışı ve uyuşmazlığın imar düzenlenmesi kapsamında çözümlenebilirliği, 818 sayılı Borçlar Kanununun 60. maddesi gereğince zamanaşımı oluştuğu, 3194 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca davacının anılan madde kapsamındaki yerlerle ilgili talep hakkının bulunmadığı, yeni imar düzenlenmesi yapılması yönünde belediye encümen kararları alınarak çalışmalara başlandığından davanın konusu kalmadığı, davacı talebine ilişkin çekişmenin yeni imar düzenlemesi kapsamında çözümlenmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinden davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bozmaya uyulmuş olmakla lehine bozma kararı verilen taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur.
Diğer taraftan bilindiği gibi, Yargı merciilerince verilen kararlar yöntemine uygun şekilde kesin hüküm niteliğini kazandığında "Lazım-ül icra"(uygulanması gereken) duruma gelirler.
Öte yandan, imar parsellerinin hukuki dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK"nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Anılan bu husus hükmüne uyulan bozma ilamında vurgulandığı gibi mahkemenin de kabulündedir. Öyleyse, idare mahkemesi tarafından verilen imar uygulamasının iptaline ilişkin kararın kesinleşmesiyle bu idari işlemle oluşmuş tüm uygulamalar iptal edilmiş sayılacağından, sicil kayıtlarının iptal edilen uygulama öncesine getirilmesi gerektiği tartışmasızdır.
Fiili durumda ortaya çıkan güçlükler ve infaza ilişkin sıkıntılar kesinleşen yargı kararları doğrultusunda ilgili idarece yeniden yapılacak imar düzenlemeleriyle çözümlenebilir ancak, bu güçlük ve sıkıntılar gerekçe yapılmak suretiyle yolsuz tescilin korunamayacağı da kuşkusuzdur.
O halde, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamına aykırı olarak ve yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanın nedenlerle davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.