5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/3104 Karar No: 2014/7575 Karar Tarihi: 09.07.2014
Rüşvet almak ve vermek - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/3104 Esas 2014/7575 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2008 yılında rüşvet almak ve vermek suçundan verilen hüküm, temyiz edilerek 2013 yılında Ceza Dairesi tarafından incelendi. Dosya incelenerek, sanıkların eylemlerinin TCK'nın 257/1. delaletiyle 257/3. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirtildi. Yapılan incelemede 6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı anlaşıldı. Sanıkların eylemlerinin bu yasa kapsamında rüşvet suçu olarak değil, görevi kötüye kullanma suçu olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Mahkeme kararının bazı hususlarda kanuna aykırı olduğu tespit edildi ve bu nedenle hükümler bozuldu. Kanun maddeleri: 6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesi, TCK'nın 257/1. ve 257/3. maddeleri, CMK'nın 231/5. maddesi, TCK'nın 58/6-7. maddeleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'nın 321. ve 322. maddeleri.
5. Ceza Dairesi 2013/3104 E. , 2014/7575 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2013/16089 MAHKEMESİ : Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 11/03/2009 NUMARASI : 2008/198 Esas, 2009/31 Karar SUÇ : Rüşvet almak ve vermek
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2012 gün 2012/420 E. 2012/1771 K. sayılı kararı da nazara alınarak 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı anlaşılmakla anılan Kanunun rüşvet suçu yönünden getirdiği düzenlemeler de gözetilerek yapılan incelemede; Oluş, kabul ve dosya içeriğine göre; sanıkların eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK"nın 257/1. delaletiyle 257/3. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunla, TCK"nın 257/1. maddesindeki yaptırım lehe değiştirilmesine rağmen bu fıkraya atıfta bulunan ve sanıkların eylemine uyan 3. fıkrada, aynı Kanunla yapılan değişiklik sonucu öngörülen yaptırımın aleyhe sonuç doğuracağı, yine hükümden sonra 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 105/5-b maddesi ile TCK"nın 257/3. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; bu tarih itibariyle sanıkların eylemlerinin, 6352 sayılı Kanunun 87. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 252/1-2. maddesinde düzenlenen suçlara dönüştüğü ve bu düzenlemenin de açıkça sanıklar aleyhine olduğu anlaşılmakla bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır. Sanık M.. A.. hakkında CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken somut maddi zararın giderilmediği, duruşmadaki tutum ve davranışları ile kişilik özelliklerine göre suç işlemekten çekineceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığı gerekçelerinin yanında sabıkasız olmasına rağmen kasti bir suçtan mahkum edilmiş olması ibaresine yer verilmesi ile her iki sanık hakkındaki hükmün TCK"nın 257/3. maddesi yollaması ile 257/1. maddesi uyarınca kurulması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Suç tarihi 10/08/2007 ve öncesi olduğu halde gerekçeli karar başlığında 09/06/2008 olarak gösterilmesi, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına ve 5237 sayılı TCK"nın 55/1. maddesine göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda suçun maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Suç tarihinin 10/08/2007 ve öncesi olmasına rağmen daha sonraki bir tarihte kesinleşen ve adli sicil kaydında yer alan erteli ceza esas alınarak sanık N.. K.. hakkında TCK"nın 58/6-7. maddelerinin uygulanması ve ertelenen cezanın aynen infazı için Mahkemesine ihbarda bulunulması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan gerekçeli karardaki suç tarihinin "10/08/2007 ve öncesi" şeklinde değiştirilmesi ve sanık Nuri hakkında tekerrür uygulanmasına ve mahkemesine ihbara ilişkin III-7, VI ile müsadereye ilişkin V nolu bendlerin tümüyle hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.