10. Hukuk Dairesi 2016/8349 E. , 2017/4855 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanması, ödenmeyen aylıkların faiziyle iadesi, yersiz ödemeye dair kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyasının incelenmesinde, 01.10.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı yasanın 60.maddesinin C-b fıkrası gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, 05.04.2013 tarihinde yapılan kontrolde, çalışma işgücü kaybının %20 olarak tespit edilmesi üzerine, aylıkların kesildiği ve 19.04.2013-18.06.2013 tarihleri arasına ilişkin yersiz ödemelerin tahsili cihetine gidildiği, yargılama safhasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan raporda, davacının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde beden çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağı hususunun belirtilmesi üzerine, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; söz konusu hüküm eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın Geçici 10 maddesinin 2. fıkrasının “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır. " hükmü gereği 506 sayılı Yasanın 60 ve Geçici 87. maddeleridir.
506 sayılı Yasanın 60/C-b maddesi “Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az on sekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri
sigortalı olmak ve en az 4400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından” yararlanacaklarını öngörmekte olup, bu koşulların başında ise, öncelikle ve özellikle, “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olmak” hususunun saptanması önem arz etmektedir. Anılan hususun saptanması işi ise, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 31/2 maddesine göre, sakatlık indiriminden yararlanmak için, yetkili hastanelerin sağlık kurullarından alınan raporlar, Maliye Bakanlığı bünyesindeki “Merkez Sağlık Kurulu” tarafından değerlendirilerek iş gücü kaybı oranları ve buna göre sakatlık dereceleri belirlenmekte ve bu belirlemeye dayalı olarak da, ilgili şahsın vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanıp kazanmadığına; yine idarece karar verilmektedir. Bu durumda, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazandığına dair verilen bu idari kararın sigortalının tahsis talebiyle birlikte kuruma ulaşmasıyla, diğer koşulların da varlığı halinde sigortalıya anılan Yasanın 60/C-b maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması yasal gereklilik olmaktadır.
Mahkemece, belirtilen açıklamalar nazarında, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan aylığın kesildiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gereğince çalışma gücü kaybı oranı ile bu oranın halihazırda kaç olduğu ve değişiklik tarihi yönünden rapor alınmalı, anılan raporun Kurum yönünden bağlayıcı olduğu gözetilerek, davacının itirazı halinde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden bu yönde rapor alınmalı, raporlar arasında çelişki bulunması halinde Adli Tıp kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak, aylığın kesildiği tarih ve sonrasında davacı sigortalının çalışma gücü kaybı oranı belirlenerek, 506 sayılı Yasanın 60 ve Geçici 87. maddeleri kapsamında yaşlılık aylığı şartları irdelenmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.