11. Hukuk Dairesi 2015/8620 E. , 2016/4026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/03/2015 tarih ve 2013/161-2015/29 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ...,... vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.04.2016 günü hazır bulunan davacı ... ve ... mirasçısı... vekili Av. ..., davacı ... mirasçısı ... vekili Av. .... ve davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin .... binasının mimari projelerinin yaratıcı müellif mimarları olduğunu, müvekkillerinin kendine özgün eseri olan mimari proje içeriğine aykırı ve özgün proje esaslarını değiştirici olarak kendilerinden izin alınmaksızın 23.09.2002 ve 18.12.2007 tarihlerinde müdahaleler yapıldığını, bu konuda ilgili belediye tarafından zabıt tutulduğunu, müvekkillerinin müdahaleden 02.04.2012 tarihinde haberdar olduğunu, bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek değişikliğe ilişkin müdahalenin tespitine, müdahalenin eski hale getirilmesine, müdahale teşkil eden izinsiz işlem müvekkilleri aracılığı ile yapılsa idi işin mahiyetine ve mimarlar odası tarifesine göre tahakkuk etmesi gereken ücretin üç katı olarak 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın her iki müvekkili için ayrı ayrı hükmedilmesine, hükmün gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, esasa yönelik olarak da binanın aslına uygun olarak muhafaza edilerek birleştirme ve korumaya yönelik değişiklik yapıldığını, müvekkilinin binaya ilişkin mülkiyet hakkının mevcut olduğunu, ... gereğince aranan estetik değere sahip olmadığını, bu nedenle eser niteliğinde bulunmadığını, eski hale getirme ile tazminatın birlikte istenemeyeceğini, maddi tazminat olarak istenen miktarın fazla olduğunu, değişiklik yapıldıktan itibaren uzunca bir süre beyanda bulunmayarak zımni olarak onay verdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının mimari yapıda mevcut taraf alanının kullanımı kaldırılarak, bu alanın kafeterya kullanımına dönüştürülmesi, tüm cephenin cam ile kapatılması ve bu alanın kapalı alana dahil edilmesi işleminin mimari yapının bir hastahane olduğu düşünüldüğünde zaruri bir değişiklik olmadığından, mimari yapının müellifleri olan davacıların mimari projeden kaynaklanan haklarının ihlal edildiği, tadilat projesi bedelinin 33.765,30 TL olduğu, bunun 3 misline kadar arttırılacağı göz önüne alındığında, davacıların davayı ıslah etmeleri sebebiyle talep edebileceği tazminat miktarının 50.647,95 TL olduğu gerekçesiyle davalı tarafından davacıların mimari eserine ilişkin müdahalenin tespitine, müdahalenin eski hale getirilmesi talebinin reddine, davacılardan ... için 50.647,95 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar mütevveffa ... mirasçılarına miras hisseleri oranında 50.647,95 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın ... yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacılardan Neşe Emiroğlu"na verilmesine, ... yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ... ile ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacıların müellifi olduğu mimari projeye aykırı olarak ve davacılardan izin alınmaksızın proje ile ortaya çıkan binada yapılan değişikliklerin tespiti ile eski hale getirme ve maddi manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece, dava konusu üzerinde değişiklik yapılan binaya ait mimari proje ... kapsamında eser kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 5846 sayılı ..."in 2/3. maddesine göre; “Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri” ilim ve edebiyat eserleri kategorisi içerisinde yer alır ve eser sayılırsa da, eser sahibi mimar, sadece estetik niteliği haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan mimari yapılarda kendisinden izinsiz biçimde meydana getirilen değişikliklere karşı çıkabilir. Buna karşın, mimari proje değiştirilmeksizin, estetik niteliği bulunmayan mimari yapıdaki değişikliğe, anılan mimari yapının projesini hazırlayan mimarın ... hükümlerine dayanarak engel olabilmesi mümkün değildir. Çünkü mimari projesi uygulanarak güzel sanat eseri vasfı bulunmayan bir mimari yapı inşa edilen mimarın, mimari yapı üzerinde ... tarafından korunan bir eser sahipliği hakkı bulunmamaktadır. Onun hakkı sadece kendi projesi üzerindedir.
Dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişiler mimari projenin gerek imar planı, mevzuat, standart bilim sanat kurallarına uygun olarak düzenlenmiş olduğunu, gerek malzeme kullanımı, plan şeması, form, fonksiyon ve cephe geometrisinde kullanılan organlar uygulandığı araziye, çevreye ve birlikte tasarlandığı yapı bloğunun vaziyet planındaki uyumu itibari ile bütünsellik içerdiği, "ilmi ve teknik mahiyette" olduğu ve bu özellikleri itibariyle ... 2. maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olduğu belirtilmişler, ancak bu mimari proje sonucu ortaya çıkan binanın estetik niteliği haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan bir mimari eser olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapmamışlardır.
Bu itibarla mahkemece üzerinde projeye aykırı değişiklik yapıldığı iddia edilen binanın estetik niteliği haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan bir mimari eser olup olmadığı hususu araştırılmaksızın hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacılar ... ile ... vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacılar ... ile ... vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.