11. Hukuk Dairesi 2015/8612 E. , 2016/4022 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2014/906-2015/168 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 07/11/2007 tarihinde kurulan davacı şirkette ..."nun %60 oranında, davalı ..."ın da %40 oranında hisseye sahip olduklarını, davalı ..."ın şirketin kuruluşundan 11/04/2012 tarihine kadar müdürlük görevi yaptığını, davacı şirketi tek başına yöneten davalı ..."ın karları gizlediğini ve ..."ndan borç paralar aldığını, ..."nun duruma müdahale etmesi üzerine 13/03/2012 tarihinde noterden ihtarname göndererek şirket müdürlüğünden istifa ettiğini ve payına karşılık 150.000 TL"nin ödenmesini istediğini, 30/03/2012 tarihli ortaklar kurulu toplantısında istifasının kabul edildiğini ve ..."nun müdür olarak görevlendirildiğini, şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davalının şirketten paralar çektiğinin, şirkete ait aracı eşine düşük bir bedel ile satarak parasını kendisinin aldığının, şirketin cep telefon hattının kendi adına geçirdiğinin, şirketin internet haklarını oğlu .... üzerine aldığının ve yeni firma oluşturarak haksız rekabet içine girdiğinin tespit edildiğini ileri sürerek davalının müdürlük görevi sırasında yapmış olduğu usulsüz işlemlerin ve bu işlemlerden ötürü şirketin uğradığı zararların tespitine, davalının şahsi malvarlığına geçirdiği şirket menfaatlerinin tespitine, şirketin aracının, cep telefonu intifa hakkının, oğlu adına alınan internet haklarının ve bilgisayarın şahsi malvarlığına geçirdiğinin tespitine ve şirkete iadesine, davalı şirketin bu işlemlerden dolayı uğradığı zarara karşılık şimdilik 100.000 TL"nin ticari reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili davanın reddini istemiş, karşı davasında da, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, ortaklığın kağıt üzerinde kaldığını ileri sürerek şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye sonucunda çıkacak hisse bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının müdürlük görevini ifa ederken davacı şirketi zarara uğrattığına dair bir tespit yapılamadığından tazmini gereken zarar da tespit edilmediği gibi bu konuda ortaklar kurulu kararı da bulunmadığı, davalının şirketten çektiği paralardan dolayı davacı şirketin alacaklı olduğu, davalı-karşı davacının şirketin fesih ve tasfiyesi talebi yasal koşulları oluşmadığından karşı davacının davacı şirketten çıkarılmasının daha uygun olduğu ve şartlarının oluştuğu, davacının karşı davacıdan 187.373,43 TL alacağı karşısında bilirkişi tarafından hesaplanan 103.865,14 TL ayrılma payının asıl davacının istemi doğrultusunda karşı davacının borcundan mahsubu gerektiği, mahsup halinde de karşı davacının alacağı değil halen borcu bulunduğundan ortaklık payına hükmolunamayacağı, ispatlanamayın diğer istemlerin de reddi gerektiği gerekçeleriyle asıl davanın reddine, karşı davada davacının TTK 636/3. maddesi uyarınca davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına, davalı karşı davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davalı karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesi, davalı karşı davacı vekiline 04/05/2015 günü tebliğ edilmiş ve hüküm süre geçirildikten sonra, davalı karşı davacı vekili tarafından 18/05/2015 tarihinde katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Aynı HUMK"nın 432/4. maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3-4 sayılı İBK uyarınca Yargıtay tarafından da bu konuda bir karar verebileceğinden davalı karşı davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dava, davacı şirketin eski müdürü olan davalıya yönelik açılan sorumluluk, haksız rekabet ve alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin davalıdan alacaklı olduğunun belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece bu belirlemeye niçin değer verilmediğine dair hiçbir gerekçeye yer vermeden asıl davanın reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle asıl dava davacısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı karşı davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile asıl davaya yönelik hükmün yukarıda yazılı nedenle davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.