11. Hukuk Dairesi 2015/8659 E. , 2016/4020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/05/2015 tarih ve 2014/167-2015/898 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.04.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. .... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalanan ve davalının kiralayarak kullandığı kule vincin, 19.08.2011 tarihinde devrilerek hasara uğradığını, hasar bedelinin sigorta ettirene ödendiğini, kira sözleşmesinde operatör temini, zemin güvenliği, çalışma emniyeti, vinç ve ekipmanının bakımı, tamiri, montajı, demontajı, güvenliği, inşaat emniyeti, koruma önlemleri alma yükümlülüklerinin davalının sorumluluğu altında olduğunun düzenlendiğini, davalının bu yükümlülüklerine aykırı davranışının hasara yol açtığını ve hasardan davalının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 110.600 Euro"nun faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının ödediği bedeli müvekkiline rücu hakkının bulunmadığını, söz konusu vincin ekonomik ömrünü tamamladığı halde sigortalı şirketin vincin çalışır vaziyette olduğuna dair yanıltıcı beyanları üzerine kira sözlemesinin düzenlendiğini, hasara yol açan kazanın meydana gelmesindeki kusurun sigortalı firmada olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından sigortalanan ve davalının kiraladığı vincin hasara uğradığı, toplam hasarın 89.000 Euro olarak tespit edildiği ve söz konusu hasarın meydana gelmesinde davalının %70 oranında kusurlu bulunduğu gerekçesiyle davalının kusuru oranında davanın kabulü ile 62.300 Euro"nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kendisi tarafından sigortalanan kule vincin kira sözleşmesine dayalı olarak davalının kullanımında olduğunu, davalının kira sözleşmesi ile üstlendiği yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle hasarın oluştuğunu ileri sürmüş, mahkemece de yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 4/1-a ve 316/1-a maddeleri uyarınca dava konusu uyuşmazlık basit yargılama usulüne tabidir.
6100 sayılı HMK"da yazılı yargılama usulü ayrıntılı olarak düzenlenmiş, basit yargılama usulü ise temel özellikleri ve farklı noktalarıyla belirtilmiş, hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir (HMK"nın 322/1).
Basit yargılama usulü, daha çabuk sonuçlandırılması gereken, daha kısa bir incelemeye ihtiyaç duyan ve daha kolay bir inceleme ile sonuçlandırılabilecek dava ve işler için kabul edilmiş daha basit, daha seri bir yargılama usulüdür.
6100 sayılı HMK’nın basit yargılama usulünde “Ön inceleme ve tahkikat” başlıklı 320. maddesi uyarınca; “Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.” Görüldüğü üzere basit yargılama usulünde, yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri de basitleştirilmiştir.
Dosya üzerinden karar verilemiyorsa, bu durumda mahkeme ön inceleme yapar. Burada da, mahkeme dava şartları ve ilk itirazların varlığını inceleyerek, hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri hakkında tarafları dinler. Bundan sonra hakim, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit ederek, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları; sulh olmamışlarsa anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır ve tutanak hazır bulunanlarca imzalanır. Tahkikat bu tutanağa göre yürütülür (HMK"nın 320/2).
Yukarıda belirtilen ön incelemeden sonra mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikatın yürütülmesi için en fazla iki duruşmada yargılamayı tamamlamak zorundadır ve duruşmaların arası da en fazla bir ay olmalıdır (m. 320/3-c. 1). Bununla birlikte işin niteliğine göre hakimin bir aydan sonraya duruşma günü verip ikiden fazla duruşma yapması da mümkün kılınmıştır.
HMK"nın 321/1.fıkrasında ise “Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez” hükmü düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca basit yargılama usulünde tahkikat tamamlandıktan sonra, yazılı yargılama usulünde olduğu gibi sözlü yargılama için ayrı bir kesit öngörülmemiştir; bunun için ayrıca süre verilmez. Hakim tahkikatın tamamlandığı duruşmada, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini belirterek hükmünü tefhim eder.
Somut olayda dava, ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde açılmış, bu mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine dosya ... Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmiş, bu mahkemece verilen görevsizlik kararı ile de dosya ... Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gelmiş ve ön inceleme duruşması 09.04.2014 tarihinde yapılmıştır. Ancak söz konusu duruşmada, yukarıda açıklandığı biçimde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmemiş, anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılmamış ve tutanak hazır bulunanlarca imzalanmamıştır. Bu itibarla mahkemece, yasanın emredici hükmüne uygun biçimde ön inceleme duruşmasının usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair ve davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair ve davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.