11. Hukuk Dairesi 2015/8302 E. , 2016/4019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : A.... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2015
NUMARASI : 2014/1150-2015/218
Taraflar arasında görülen davada A.... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.03.2015 tarih ve 2014/1150-2015/218 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.04.2016 günü hazır bulunan davacı vekili ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 25.03.2010 tarihli sistem kullanma anlaşmasının imzalandığını, bu sözleşmenin 10. maddesinde davalının hangi hallerde cezai şart uygulayabileceğinin düzenlendiğini, davalı tarafından bu hükme dayanılarak müvekkiline ceza tahakkuk ettirildiğini ancak aynı maddede, müvekkilinin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi ve ihlali davalının uyarısına rağmen sonlandırmaması halinde cezai şartın uygulanacağının hüküm altına alındığını, davalının böyle bir uyarıda bulunmadığı gibi esasen söz konusu ihlalin de gerçekleşmediğini ileri sürerek, davalıya ödenen 242.656,69 TL"nin ödenme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise müvekkilince tahakkuk ettirilen cezanın usulüne uygun bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde müvekkilinin somut olay açısından ihtar yükümlülüğünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların özel hukuk tüzel kişisi ve tacir olmaları nedeniyle davalının idari yargı yerinin görevli olduğuna ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki 25.03.2010 tarihli sözleşmenin 10. maddesi uyarınca davalının ilk ihlali tespit ettikten sonra ihlalin olmaması için davacıya süre vererek uyarıda bulunması gerekirken bu yöntem uygulanmadığından davacının ödediği cezanın istirdadını isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 12.431,87 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.