Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10267
Karar No: 2015/12277
Karar Tarihi: 21.10.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/10267 Esas 2015/12277 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/10267 E.  ,  2015/12277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/11/2013
    NUMARASI : 2008/63-2013/415

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .........."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacı T.. T.. 08.05.2008 tarihli dava dilekçesi ile asıl davada; kayden maliki bulunduğu 117 ada 75 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın herhangi bir yazılı veya sözlü kira sözleşmesi olmamasına rağmen 5 yıldan beri tarımsal faaliyet yapmak suretiyle davalı tarafından kullanıldığını, taşınmazı kullanmaması için ihtarname keşide ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık 5000,00 TL ecrimisil istemiş, davacı yine 10.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile açtığı birleşen davasında, davalının aynı taşınmaza elatmasının önlenmesine, 07.05.2008 tarihinden itibaren birleşen dava tarihine kadar 5.000,00 TL ecrimisilin 07.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı kadastrodan önce dava dışı kişilerden haricen satın alması nedeniyle kullandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, 08.05.2003-08.05.2008 dönemi için ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, birleşen davada, yine aynı taşınmaza elatmanın önlenmisine ve 10.10.2007-10.10.2012 dönemi için ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne ve her iki davada da ecrimisile kademeli faiz işletilmesine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 117 ada 75 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 22.05.2003 tarihinde yapılan kadastro çalışması sonucunda senetsizden davacı T.. T.. adına tespit ve tescil edildiği, dava dışı M. T. , N. T. ve E. G. ile davalı arasında yapılan 10.08.2002 tarihli adi yazılı Gayrimenkul Satış Senedi başlıklı belgeye göre bu kişilerin davalıya 5 dönüm miktarındaki yeri satarak zilyetliğini devrettiklerinin belirtildiği, davalının bu senede dayanarak davacı aleyhine Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/61 E. 2011/285 K. Sayılı dosyasında açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddedilerek ve derecaattan geçerek 28.06.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının davalıya hitaben taşınmazı boşaltması, aksi halde dava açacağını bildiren Bornova 4. Noterliğinin 11.04.2007 tarihli ihtarnamesinin davalıya 16.04.2007 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
    Davacı tarafından, aynı elatmayla ilgili aynı davalıya 08.05.2008 tarihinde Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/63 Esas sayılı dosyasında açılan elatmanın önlenmesi ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil istekli dava derdest iken, bilahare davacının 10.10.2012 tarihinde 2012/525 Esas sayılı dava dosyası ile yine aynı taşınmaza elatmanın önlenmesine ve 08.05.2008-10.10.2012 tarihlerini kapsayan dönem için ecrimisile karar verilmesi isteği ile ikinci bir davanın açıldığı ve ilk açılan dava ile birleştirildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise, aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir (olumsuz dava şartı) . Çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir menfaati olmadığı gibi çelişik kararlar çıkması olasılığı karşısında da benimsenemeyeceği kuşkusuzdur. Açıklanan nedenden ötürü 1086 sayılı HUMK"nun 187/4. maddesinde ilk itiraz olarak nitelenen ve bu nedenle de eleştirilen bu müessese, 6100 sayılı HMK"nun 114/1-ı maddesi hükmü ile dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bu durumda davanın açılması ile derdestlik durumunun doğacağı, derdest olan davanın yeniden açılamayacağı, derdestlik durumunun dava şartı olduğu açıktır. Bu durumda birleşen davadaki “elatmanın önlenmesi” isteği bakımından HMK 115/1 maddesi hükmü gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Ayrıca, esas davada 08.05.2003 tarihinden esas davanın açıldığı 08.05.2008 tarihine kadarki dönemi kapsar şekilde ecrimisil hüküm altına alınmasına karşın; birleşen dava yönünden, bu dava sebebiyle işgal tarihi olarak kabul edilen esas davanın açıldığı 08.05.2008 tarihinden birleşen davanın açıldığı 10.10.2012 tarihine kadar olan dönemi kapsar şekilde ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, birleşen davada, 10.10.2007 tarihinden itibaren birleşen davanın açıldığı tarihe kadarki dönemi kapsar biçimde, talep aşılmak ve ilk dönemle mükerrerlik oluşturacak şekilde ecrimisilin hüküm altına alınmış olması da isabetsizdir.
    Kabule göre de; davacı, asıl davada ihtarname tarihinden itibaren ecrimisile faiz işletilmesini istediği halde dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak belirlenen ecrimisile bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken 6100 sayılı HMK"nın 26.maddesinde düzenlenen ilke gözardı edilerek talep aşılmak suretiyle kademeli faizin tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi