Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalının müvekkilinin içme suyu abonesi olduğunu, aylık su kullanıma ilişkin fatura bedellerinin ödenmediğini öne sürerek, 28/05/2012 tarihi itibariyle 395.015,27 TL ana para ve 44.836,36 TL faiz olmak üzere toplam 439.851,63 TL alacağın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının hesap ekstresi ve hesap ekstresi icmalinde yanlışlıklar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 193.464,57 TL asıl alacak ve 44.836,36 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 238.300,93 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraflar temyiz etmişlerdir. HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan mali müşavir bilirkişilerin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişilerin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davalının ödenmesi gereken su bedelinin protokol hükümlerine göre denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik heyete verilerek, davalının ödenmesi gereken su bedelinin hesaplanması hususunda rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişilerden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.