21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/7925 Karar No: 2007/6463
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/7925 Esas 2007/6463 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/7925 E. , 2007/6463 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana 2. İş Mahkemesi Tarih : 10.05. 2006 No : 1715-335
Davacı, tedavi giderinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının eşinden dolayı hak sahibi olarak kullandığı sağlık karnesi nedeni ile kuruma borcu bulunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Davacı, 01.05.1994 tarihi itibari ile Bağ-kur’dan yaşlılık aylığı almakta olan eşi nedeni ile hak sahibi olarak sağlık karnesi almış ve sağlık yardımından faydalanmıştır. Aynı dönemde davacının 01.05.1994 tarihinden itibaren Limited şirket ortağı olması nedeniyle Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve düzenli olarak primlerini ödediği görülmektedir 1479 sayılı Kanunun, sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11.maddesi uyarınca, Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı devam edenler veya malullük, yaşlılık aylığı bağlananların eşi yada ölüm aylığı almakta olanlar Bağ-Kur sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilmektedirler. Anılan maddeye 3235 sayılı Kanunun 1.maddesi ile getirilen “ancak, diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına ve özel kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar yararlanamazlar” şeklindeki düzenleme, 24.8.2000 tarih ve 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28.maddesiyle kaldırılmış, 24.7.2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın 37.maddesiyle yapılan düzenlemede ise bu yönde benzeri içerikte, engelleyici bir hükme yer verilmemiştir. Farklı sosyal güvenlik kanunlarına göre sağlık yardımlarından faydalananlar yönünden getirilen bu düzenlemenin, aynı sosyal güvenlik kanunu kapsamında bulunanlar yönünden hüküm içermediği de görülmektedir. Resen Bağ-Kur sigortalılık tescili yapılan davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sağlık sigortası yardımlarından eşi üzerinden yararlanmasını engelleyen bir düzenlemeye Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliğinde yer verilmiş olması, normlar hiyerarşisi dikkate alındığında hukuki sonuç doğurmayacaktır. Bağ-Kur sigortalısı olarak sağlık yardımı kapsamına girmiş olan kocası nedeniyle yararlanmakta olduğu sağlık yardımlarından davacının mahrum bırakılması, eşinden dolayı yapılan sağlık yardımlarını geri ödeme yükümlülüğü altına sokulması, davacının Anayasal haklarından olan sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakılması sonucunu doğurmakta olup, yasa maddesi ile çeliştiği gibi sosyal güvenlik hukukunun temel yaklaşımına da aykırı düşmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 14.02.2007 tarih, 2007/21-74 Esas, 2007-69 K. sayılı Kararı da bu yöndedir. Açıklanan bu maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, kendisi de Bağ-Kur sigortalısı olan davacının, sigortalı eşi nedeniyle sağlık sigortası yardımından yararlanmasına engel bir durumun bulunmaması karşısında, istemin kabulü yerine istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.