14. Hukuk Dairesi 2014/11870 E. , 2015/3267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, ... Noterliğinin 31.08.2000 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince 260 parseldeki murisi annesi ... adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Bir kısım davalılar davayı kabul etmiş, diğer bir kısım davalılar savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, ölünceye kadar bakma şartıyla yapılan sözleşmelerin Kanunlarımızın emrettiği şekil ve şartlar dairesinde tapu sicil memurları tarafından tanzim ve tescil edilmesinin gerekeceği, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin tescilinin mahkemelerce yapılacağına dair yasal düzenlemenin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirim borcu ile yükümlüdür. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 511 ve devamı maddelerinden alan bu tip sözleşmeler anılan Kanunun 511 ve Medeni Kanunun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı)
10.12.1952 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, akitlerden birinin ölünceye kadar bakma ve görüp gözetmek şartıyla diğerine bir gayrimenkulün temlikini sağlamak üzere sözleşme düzenlemeye Medeni Kanunun 532. maddesi gereğince sulh hakimi, noterler ile tapu sicil muhafız veya memurları yetkilidir.
Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mülkiyeti devir borcu ile yükümlü bulunan bakım alacaklısının diğer mirasçıları olan davalılara karşı, bakım borçlusunun (davacının) mülkiyet aktarımına ilişkin olarak dava açma hakkı bulunduğundan mahkemece işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken anılan içtihadı birleştirme kararına ve Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı olarak yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.