3. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/4447 Karar No: 2014/12023 Karar Tarihi: 17.09.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/4447 Esas 2014/12023 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2014/4447 E. , 2014/12023 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KOZAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2012 NUMARASI : 2006/403-2012/782
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde;davacının K. ilçesi K.mevkiinde kain 610 sayılı parseli davalılardan N.. K.."a sattığını, taşınmazın üzerinde bulunan trafonun ve pompanın bu satıştan hariç tutulduğunu ancak davalıların müvekkilin bilgisi dışında trafoyu ve pompadan çekilen suyu, altı yıldır kiraya verdiklerini, gelir elde ettiklerini, belirterek 1999 yılından dava tarihine kadar elde edilen kira geliri olmak üzere fazlası saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1500 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alacak isteminde bulunulmuştur. HUMK"nun 4/2.maddesine göre; Alacaklı kısmi dava açarken, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise alacağın tamamı çekişmeli demektir. Alacağın tamamı çekişmeli ise, mahkemenin görevi de dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 109/1.maddesinde de ""talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir"" hükmü düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme görevli olup olmadığını davanın başında kendiliğinden inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa öncelikle görevsizlik kararı verir. Hükmü veren mahkemenin görevsiz olması mutlak bir bozma nedenidir. Somut olayda, davacı taraf alacağının 1.500 TL’lik bölümünü dava konusu etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmuştur. Bu durumda, mahkemece; davacı tarafından saklı tutulan hakkın miktarı açıklattırılıp, tespit edilerek bu miktara göre öncelikle görev hususunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.