12. Ceza Dairesi 2018/5110 E. , 2018/12123 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Karar Tarihi : 20/03/2018
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/01/2016 tarihli ve 2015/117530 soruşturma, 2016/4574 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/03/2018 tarihli ve 2018/1964 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, somut olayda şüphelinin sevk ve idaresinde bulunan araç ile seyir halindeyken müştekinin kullanmakta olduğu motosiklet ile çarpışması sonucunda müştekinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, müştekinin şikâyetçi olduğu, 14/09/2015 tarihinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı raporuna göre meydana gelen olay nedeniyle şüpheli araç sürücüsünün herhangi bir kural ihlali yapmadığının tespit edildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, söz konusu rapora göre şüphelinin kusurunun bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hâkimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hâkimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, bu itibarla meydana gelen olay nedeniyle mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/06/2018 gün ve 94660652-105-34-7333-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve 2018/58102 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde ..."nın sevk ve idaresindeki araç ile gündüz vakti meskun mahalde, iki yönlü asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, müşteki ..."ın kullanmakta olduğu motosiklet ile çarpışması sonucunda müştekinin hayat fonksiyonlarını (6). derece etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu olayda; 14/09/2015 tarihinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı raporuna göre meydana gelen olay nedeniyle ..."nın herhangi bir kural ihlali yapmadığının tespit edildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, söz konusu rapora göre şüpheli ..."nın kusurunun bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; (şüphelinin kusur durumunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı biçimde tespit edilmesi bakımından olay yerinde keşif yapılarak, tarafların kusur durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu veya Karayolları İhtisas Kürsüsünden teknik bilirkişi raporu alınmasından sonra şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi),
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/01/2016 tarihli ve 2015/117530 soruşturma, 2016/4574 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/03/2018 tarihli ve 2018/1964 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde Sulh Ceza Hâkimliğince yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.