17. Hukuk Dairesi 2014/22810 E. , 2017/5117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... ..."e ait ve davalı ..."ün sevk ve yönetiminde bulunan traktörde bulunan davacı ... ve ..."ın oğlu, dede ... ve ..."in torunu, ... ve ..."in yeğeni ..."ın davalının kusurlu hareketi sonucu traktör altında kalmak suretiyle 20.08.2012 tarihinde vefat ettiğini, vefat eden ..."ın ailenin tek çocuğu olduğunu belirterek baba ... için 300.000-TL, anne ... için 300.000-TL, dede ... için 50.000-TL, büyükanne ... için 50.000-TL, amca ... için 50.000-TL, amca ... için 50.000-TL, hala ... ... için 50.000-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; olayda taraflarınca atfedilebilecek bir kusur olmadığını, olayın meydana gelmesinde tam kusurun ..."ye ve küçük bir çocuğu hiçbir tedbir almadan ormana gönderen davacılara ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı baba ... için 60.000-TL ve anne ... için 60.000-TL olmak üzere toplam 120.000-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine; diğer davacılar ... ..., ..., ..., ... ... ve (dede) ... açısından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle müteveffanın yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı kazada davalı sürücünün kusur oranına ilişkin ceza dosyasındaki denetime açık raporun benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;
A-6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Bu durumda, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kusur oranları da gözönünde tutularak müteveffa ..."ın dedesi ... ve nenesi ... için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken buna ilişkin talebin yazılı gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiştir.
B-Kabule göre; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir.
3-)Davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar anne ve baba için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
B-Kabule göre; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalılar lehine (karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10/2. maddesi gereği, davacılar lehine hükmedilen ücreti geçemeyeceği gözetilerek) ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılara geri verilmesine 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.