21. Hukuk Dairesi 2006/7803 E. , 2007/6281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/12/2005
NUMARASI : 1295-1173
Davacı, bağ-kur sigortalısı olmadığının tespiti ile varsa iptaline, S.S.K. "dan yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının kayıt ve tescil edildiği 01.10.1993 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının ve prim borcu bulunmadığının, SSK"na tabi isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun, SSK"na tabi sigortalı hizmetleri nedeniyle 2003 yılından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki belgelerden davacının 01.11.1960 ila 31.12.1975 tarihleri arasında zorunlu S.S.K. sigortalısı 01.06.1995 ila 30.09.2002 tarihleri arasında da isteğe bağlı S.S.K. sigortalısı olduğu 13.09.1993 tarihli bildirge ile davalı Kurumca re"esen 01.10.1993 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, 01.01.1977 tarihinden beri ziraat odası kaydının devam ettiği, tapulu zirai arazisinin bulunduğu 15.05.1994, 30.06.1994,.06.07.1994 tarihlerinde prim ödemelerinin olduğu davalı Kurumca 05.05.2003 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup " çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise, 506 sayılı Kanunun 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu yada isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği" hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle " çakışan sigortalılık" sorunu çözüme kavuşturulmalıdır
Davacı isteğe bağlı sigortalı olduğu dönemde zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğundan mahkemece istemin reddine ilişkin verilen karar bu yönüyle doğru ise de 1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1.fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104 üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı , yine 5458 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile eklenen ve 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her Yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında mahkemenin karar tarihinden sonra 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın değişik Ek 19.maddesi ile Geçici 26.maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 21.6.2006 gün ve 2006/21-363 E. 2006/ 466 K., 28.6.2006 gün ve 2006/21-485 E., 2006/483 K. nolu kararları da bu yöndedir.
Yapılacak iş; davacının davadaki isteminden prim borcunu ödeme isteği olmadığı sonucu çıktığından davacının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı tarih Kurum"dan sorularak gerektiğinde aktüerya uzmanı bilirkişiden bu hususta rapor alınarak ödenen primlerin tam olarak karşıladığı tarihi tesbit etmek ve 5 yıl ve daha fazla prim borcunun olduğu anlaşılması halinde, primlerin karşılahdığı ayın sonu itibariyle 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı durdurmak ve prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyerek, Bağ-Kur sigortalılığının durdurulduğu tarihten sonraki 506 sayılı Yasa"ya tabi isteğe bağlı sigortalılığa değer vermek ve davacının yaşlılık aylığına esas sigortalılığını bu duruma göre saptayarak yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını tesbit etmek ve sonucuna göre karar vermektir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve mahkemece hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın Ek 19. ve geçici 26. maddesi nazara alınarak ihtilafın çözümlenmesi için hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.