11. Hukuk Dairesi 2015/8307 E. , 2016/3978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/01/2015 tarih ve 2014/484-2015/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... adı altında emlak ve gayrimenkul danışmanlığı yaptığını, davalının bir yıla yakın süre ile davacının iş yerinde müşteri temsilcisi olarak çalışırken 19.03.2013 tarihinde istifa ile ayrılarak istifa tarihinden hemen sonra 22.03.2013 tarihinde kendi adına emlak ve gayrimenkul danışmanlık şirketi açtığını, davacının müşterilerinin kendisi araması üzerine davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerinden bilgi sahibi olduğunu, davalının istifa etmeden önce davacının iş yerine ait iş yerinin logusunu taşıyan aracı kullanarak kendisi için iş yeri kiraladığını, çevrede davacının şube açtığı kanaatini uyandırdığını, davalının davacı iş yerinde çalışırken kullandığı telefon numarası ... iken kendi adına açtığı iş yeri için de ... numaralı hatları seçtiğini, davalının bir aylık faaliyet süresinde müşteri porföy sayısının 100"ü aştığını, tamamının da müvekkilinin müşterileri olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede haksız rekabet yasağı ve ceza-i şarta ilişkin düzenleme bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesinde sözleşmenin sona ermesi halinde davalının iş yerine ait bilgileri müşteri, listelerini ve tüm portföy detaylarını iade edeceğinin, bu bilgileri sözleşmenin sona ermesinden itibaren bir yıl süre ile kendisi veya ortağı olduğu şirkette dahi kullanamayacağı, bu konuda haksız rekabet kurallarına uyacağı, aksi halde diğer tazminat talep hakkının yanı sıra 10.000,00,-USD ceza-i şart ödeneceğinin kabul edildiğini, sözleşmenin 4/d maddesinde davacının ticari itibarının zedelenmemesi için hukuk ve ahlak kurallarına bağlı davranmanın kabul edildiğini, bu taahhütlerin yerine getirilmemesi halinde 5.000,00.-TL ceza-i şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle sözleşmenin 4. maddesi uyarınca 5.000,00.-TL, 7/a-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı 10.000,00"er USD olan toplam 20.000,00.-USD"ye karşılık gelen 35.840,00.-TL ceza-i şart toplamı 40.840,00.-TL"nin 19.03.2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline ve haksız rekabet sonucu davacının uğradığı elem ve üzüntü nedeniyle 1.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirketten istifa dilekçesini davacının baskısı ile imzaladığını, müvekkilinin işçilik haklarının da ödenmediğini, müvekkilinin aynı konuda faaliyet gösterdiği, ancak haksız rekabet ve davacının zararının söz konusu olmadığını, manevi tazminat isteminin yerinde bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile davacının iş veren davalının ise işçi olduğu, davacı tarafından sözleşmenin 4/d maddesine dayalı talep edilen ceza koşulu sözleşmenin devamı sırasında davalı işçinin iyi niyet, dürüstlük ve özen borcuna aykırılık haline ilişkin olmak üzere düzenlenmiş olup, sözleşmenin fesh edildiği sabit olduğuna göre davacı tarafça sözleşmenin bu hükmüne dayalı ceza koşulu isteminin dinlenemeyeceği, sözleşmenin 7. maddesine dayalı her bent için ayrı ayrı 10.000,00.-USD ceza-i şart talep edilmişse de, bu hükmün bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davalının bu hükme aykırılığının ispatlanması halinde ceza-i şartın istenebilir olması halinde bu istemin yalnız sözleşmede belirtilen 10.000,00.-USD"nin bir kez değerlendirilmesi gerektiği, davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan dört gün sonra aynı konuda faaliyete geçen iş yerinin internet sitesinde davacı iş yerinde çalışırken edindiği bilgileri kullandığı, sözleşmenin feshi nedeniyle iade etmesi gereken portföy ayrıntılarını, müşteri liste ve bilgilerini iade etmeyip ilan vermek suretiyle kullandığı, bu eylemin sözleşmenin haksız rekabet yasağına ilişkin açıkça düzenlenen hükmüne aykırılık oluşturduğu, davacının ceza-i şart isteminin sözleşmeye dayalı olması nedeniyle ayrıca zararını ispat yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle ceza-i şartın indirilmesi yönünde bir talepte bulunulmaması nedeniyle bu hükme dayalı ceza-i şart isteminin kısmen kabulüne, ayrıca manevi tazminat istemini haklı kılacak delil ileri sürüp ispat yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, rekabet yasağının ihlali nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağına ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının haksız rekabet ettiği iddiasına dayalı olarak cezai şart talep edilmişse de; davalı ile aralarındaki gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinin 4/d maddesi gereğince sözleşmenin devamı sırasındaki davalının iyiniyet, dürüstlük ve özen borcuna aykırılık iddiasına dayalı olarak da cezai şart talebinde bulunulmuştur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi hükmü uyarınca İş Kanunu"na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu"na dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde İş Mahkemesi görevlidir. İş mahkemeleri, ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olduğundan, işbu davanın da, özel yetkili mahkemede görülmesi gerektiğinden ve davanın birlikte görülmesinde yarar da bulunduğundan, dosyanın tefrik edilmeksizin, iş mahkemesinin ihtisas mahkemesi niteliğinde bulunması karşısında, uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğuna dair görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline gö,e taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.