Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ......."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı idare,"...... M... Bey" adına kayıtlı 1517 parsel sayılı taşınmazın 108 m2 lik bölümünü davalının çay ocağı olarak kullanmak suretiyle tecavüzü nedeniyle Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/494 E. sayılı dosyası üzerinden 01.05.2003-30.06.2006 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil karşılığının tahsili istemli dava açtığını, 30.04.2008 tarih 2008/453 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilip kararın derecattan geçmek suretiyle 28.06.2010 tarihinde kesinleştiğini, ancak davalının tecavüzünü sonlandırmadığını ileri sürerek bu defa 01.08.2007-31.07.2012 tarihleri arasındaki dönem için 23.171,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı,husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuştur. Mahkemece, 01.08.2007-31.07.2012 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan bilirkişi raporuna atfen 22.629,47 TL nin davalıdan tahsili suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; davalının, ecrimisil davasına konu dönemde de davacının kayden malik olduğu taşınmazı haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın işgal ettiği gözetilerek ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere,25.5.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu beş yıllık süre ise, dava tarihinden itibaren geriye doğru hesap edilmelidir. Ne var ki; eldeki davanın, 29.08.2012 tarihinde açıldığı halde mahkemece, 29.08.2007 tarihinden geriye doğru ecrimisil bedeline hükmedilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca,dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürenin ve davacının talebinin dikkate alınması suretiyle 29.08.2007-31.07.2012 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile fazla ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.