10. Ceza Dairesi 2014/2923 E. , 2014/2424 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında ... 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 26.05.2011 tarihinde 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmü ile sanık ... hakkında ... 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 19.12.2013 tarihinde 2013/94 değişik sayı ile verilen aynen infaz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.02.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar ... ve ... hakkında;
a) ... 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 26.05.2011 tarihinde 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayı ile TCK"nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, ayrıca aynı Kanun"un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmalarına hükmolunduğu,
b) ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce 04.06.2012 tarihinde 2011/10814 DS sayılı yazı ile sanık ..."in denetim planını ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine, Bakırköy 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 27.11.2013 tarihinde 2012/29 esas ve 2013/1011 karar sayı ile Mahkemenin 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayılı ilamın aynen infazına karar verildiği,
c) Sanığın bu karara itiraz etmesi üzerine, ... 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 19.12.2013 tarihinde 2013/94 değişik iş sayı ile itirazın reddine karar verildiği
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
1-«19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, sanıklar hakkında yasal gerekçe gösterilmeden hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde,
2- Sanık ...’ın 05/10/2011 ilâ 05/01/2013 tarihlerinde askerlik hizmetini yaptığı ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ilâmın infazına ilişkin yazının ilam infaz bürosuna gönderildiği 31/01/2012 tarihinin askerlik hizmet süresi içerisinde olmasına göre 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun ek 8/son maddesine göre, “Yedek subaylar hariç olmak üzere subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erler ve Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silâhlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel hakkında, askerî ve adliye mahkemelerince verilen kısa süreli hapis cezaları Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerinde yazılı olanlar dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilemez” ve ek 10. maddesine göre “Bu Kanunda ve diğer ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemeler bakımından bu Kanunun ek 8 ve 9 uncu maddeleri ile 16/6/1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun 63 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasına devam olunur”, hükümleri gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucu önceki ilâmın aynen infazına karar verilmesine ilişkin hükme yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
3- Kabule göre, tebligatın usulsüz olduğu belirlendiğine göre, önceki ilamın aynen infazına ilişkin karara yönelik itirazda, merciince tedavi ve denetimli serbestlik kararının uygulanmasına devam edilmesi kararı verilmesi gerektiğinden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.» denilerek, ... 14. Sulh Ceza Ceza Mahkemesi"nin 26.05.2011 tarihli 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayılı hükmü ile Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19.12.2013 tarihli 2013/94 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
A) ... 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 26.05.2011 tarihinde 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin kanun yararına bozma isteğinin incelenmesi:
19.12.2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, seçenekli uygulamalar öngörülmüştür.
Mahkemece TCK"nın 191. maddesindeki seçeneklerden biri tercih edilirken, yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve sanığın davranışlarına dayanması gerekmektedir.
Mahkemece gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak Mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Diğer yandan, açıkça yasaya aykırı olan veya kendi içinde çelişen bir gerekçe, gerekçe sayılmaz.
Somut olayda; Mahkemece uyuşturucu madde kullandığı kabul edilen sanıklar hakkında, herhangi bir gerekçe gösterilmeden hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri seçeneğine göre hüküm kurulması yasaya aykırı olup, (1) numaralı kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde görüldüğünden; ... 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 26.05.2011 tarihli 2010/2101 esas ve 2011/642 karar sayılı hükümlerinin 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılarak, sonucuna göre gereken hükmün verilmesi için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine ,
B) ... 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 19.12.2013 tarihinde 2013/94 değişik iş sayı ile verilen itirazın reddi kararına ilişkin kanun yararına bozma isteğinin incelenmesi:
.... 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 26.05.2011 tarihli hükmünün yukarıda belirtilen şekilde bozulmuş olması nedeniyle, ... 11. Asliye Ceza Mahkemesinin incelemeye konu 19.12.2013 tarihli ve 2013/94 değişik iş sayılı kararının hukuki geçerliliğinin kalmaması karşısında incelemeye konu edilmesi olanaklı olmadığından, bu karara yönelik (2) ve (3) numaralı kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE,
07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.