10. Hukuk Dairesi 2017/2416 E. , 2017/4739 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kazalı, davalı işyerinde sigortalı olarak çalışmaktayken 31.05.2007 tarihinde iş kazası geçirmiş, %28 sürekli iş göremezlik oranına göre kendisine 24.03.2009 onay tarihli ve 101.298,20 TL peşin sermaye değerli gelir bağlanmıştır. Kurumun ... İş Mahkemesinde açmış olduğu dava sonucu, uğranılan bu Kurum zararından davalı işveren % 70, sigortalı % 30 kusurlu bulunarak talebe göre 66.625,30 TL peşin değerli gelirin davalıdan tazminine karar verildiği, Mahkemenin 19.07.2012 tarih ve 2009/244 E.-2012/330 K. sayılı kararının, Dairemizin 24.05.2013 tarih ve 2012/19506 E-2013/11472 K. sayılı ilamıyla onandığı, ayrıca % 23 sürekli iş göremezlik oranına göre 15.04.2013 onay tarihli ve 56.725,80 TL peşin sermaye değerli olacak şekilde gelirin güncellendiği, davacı vekilinin iş bu dava ile yukarıdaki mahkeme kararı sonucu bakiye kalan 4.012,14 TL tutarındaki peşin sermaye değerli gelirin ve fiili ödemelerin tahsilini istediği Mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bozma sonrası, Mahkemenin davacının azalan sürekli iş göremezlik derecesinin ve hangi tarihten itibaren azaldığının Kurumdan sorulmak suretiyle belirlemiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma sonrası yapılan araştırmanın eksik olduğu, bozma gereklerinin yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Dairemizin 14.04.2016 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere;
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23/11/2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı
Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir...İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücû edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurum"un rücû alacağından kusurları karşılığı sorumludur.
506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirildiğinin anlaşılması nedeniyle; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısının da eklenmesi suretiyle belirlenecek miktara, davalının kusur oranı uygulanmak suretiyle belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, ilk bozma öncesi davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.