17. Hukuk Dairesi 2014/23186 E. , 2017/5096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada, davacının vücudunda kemik kırığı oluşacak biçimde yaralandığını, hayati tehlike geçirdiğini, kaza nedeniyle ameliyat olduğunu ve yüzünde kalıcı izler oluştuğunu, uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi yönden zarar gördüğünü belirterek 75.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazada, kavşağa aşırı hızlı biçimde giren davacının asli kusurlu olduğunu, kaza sırasında kask takmayan davacının zararı artırdığını, kendi kusuruyla yaralanan davacının tazminat talep hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 32.500,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 184. maddesinde “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa"nın 186. maddesinde de "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir” düzenlemesi yapılmıştır.
Somut olayda; sadece davacı vekilinin hazır bulunduğu, davalı taraf ya da vekillerinin hazır bulunmadığı 16.06.2014 tarihli son celsede, HMK"nun 184. ve 186. maddeleri gözetilmeden, tahkikatı bitirip sözlü yargılama için ayrı gün belirleyerek davanın taraflarına bu husus bildirilmeden, esas hakkında hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece, HMK"nun 184. ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken usul kurallarına uyulmaksızın, esas hakkında yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.