Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23891
Karar No: 2017/5091

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23891 Esas 2017/5091 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/23891 E.  ,  2017/5091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... ... A.Ş. vekili ve davalı .... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacının, yolcu taşımacılığı yapan davalı ..."nin sattığı biletle şehirlerarası yolculuk yaptığı esnada, otobüste bulunan su kaynatma makinesindeki sıcak suyun davacının bel ve kalça bölgesine dökülmesiyle oluşan olayda, davacının vücudunda 2. derece yanık oluşacak biçimde yaralandığını, tatil için geldiği Türkiye"deki tüm günlerinin tedaviyle geçtiğini, ..."ya döndükten sonra da 6 ay boyunca tedavisinin devam ettiğini, 8 hafta işgöremezlik raporu verildiğini ve davacının 1.600 Euro(3.760,00 TL.) kazanç kaybına uğradığını belirterek, 8.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı .... vekili, davaya konu olayda davalının kusuru olmadığını, davacının maddi zararını ispat etmesi gerektiğini, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davanın, aracın yolcu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası, trafik sigortası, ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasını yapan şirketlere ihbarının gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ... vekili (davanın kendilerine ihbarı üzerine verdiği cevap dilekçesinde); davacının manevi tazminat ve ulaşım gideri isteminin poliçelerin teminatı dışında olduğunu, maddi zararını ispat etmesi gerektiğini, poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı Generali ... vekili (davanın kendilerine ihbarı üzerine verdiği cevap dilekçesinde); olayın gerçekleştiği aracın taşıma sorumluluk sigortacısının zarardan sorumlu olduğunu, onun limitinin yetmemesi surumunda şirketlerinin sorumluluğunun devreye gireceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 6.217,12 TL. maddi tazminatın, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."den tahsiline, davalı ... ..."nın 2.537,12 TL. tedavi giderinden sorumlu tutulmasına, davalı Generali ... hakkındaki maddi tazminat isteminin reddine; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL"nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı ..."den tahsiline, diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat isteminin ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... ... A.Ş. vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı .... vekilinin kusura ve manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar verme gerekmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı .... vekili ile davalı ... ... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    3-Davalı ... ... A.Ş. vekilinin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK"nun 61. maddesinde "Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir" düzenlemesine yer verilmiştir.Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi bu durum onu davanın tarafı haline de getirmez. Keza HMK"nun 61 vd. (HUMK"nun 49 vd.) maddeleri gereğince, ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını kazanmadığından lehine ve aleyhine hüküm kurulamaz.Bu durum kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan mahkemece re"sen gözetilmesi gerekir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun tarafta iradi değişiklik kenar başlıklı 124. maddesinin 3. ve 4. bentlerinde “maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda ise; davacı tarafça sadece .... aleyhine dava açılmış; bu davalının cevap dilekçesinde aracın sigortacısı olan şirketlere davanın ihbarı gerektiği savunulmuş; bunun üzerine mahkeme tarafından davalıya davanın ihbarı için kesin süre verilmesine rağmen davalı .... tarafından davanın ihbarı sağlanmamış; davacı vekilinin 23.11.2012 tarihli dahili dava dilekçesiyle HMK"nun 124. maddesi gereği davalının bildirdiği ... şirketlerinin davaya davalı olarak eklenmesi talep edilmiş; mahkeme tarafından da bu talep kabul edilerek 19.02.2013 tarihli celsede ... ... A.Ş. ve Generali ... A.Ş"nin davaya davalı olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
    Davacı tarafın davasını açmadan önce yapacağı araştırma ile, dava konusu zararlandırıcı olaya sebep olan araca ait sigortaların bulunup bulunmadığı ve sigortaları yapan şirketlerin tespit edilmesinin mümkün olduğu; imkan dahilinde olmasına rağmen bu hususta bir işlem yapmadan sadece taşıyıcı şirkete dava açan davacı tarafın maddi hataya düştüğünü kabul etmenin mümkün olmadığı; davacının talebini sadece taşımayı yapan şirkete yönelttiği ve herhangi bir ... şirketine dava açmadığı dikkate alındığında, aracın sigortacısı olan şirketlere davayı yöneltme iradesinin başlangıçta olmadığı; hukukumuzda dahili dava müessesesinin kural olarak bulunmadığı ve ancak istisnai durumlarda bunun mümkün kabul edildiği; HMK"nun 124. maddesinde düzenlenen iradi taraf değişikliğinin somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, ... ... A.Ş"ye davalı tarafından usulünce yapılmış bir ihbar bulunmadığı, ihbar yapılsa dahi ihbar olunan hakkında hüküm tesis edilemeyeceği gözetilerek; ... ... A.Ş. hakkında hüküm kurulmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    4-Davacı vekili, dava konusu olay sonucu davacının ağır şekilde yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 20.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen olay sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının kazada hiçbir kusurunun bulunmaması, davalının kazada tam kusurlu olması, oluşan zararın ağırlığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha ... manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    5-Davalının yolcu taşımacılığı şeklindeki ticari faaliyette bulunduğu araç içerisinde ve taşıma sırasında davaya konu zararın meydana geldiği gözetilerek ve davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebiyle bağlılık ilkesi de dikkate alınarak; davacı lehine hüküm altına alınan maddi tazminat bakımından, temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesi gerekirken; yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... Vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ... A.Ş. yararına; (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı yararına BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekili ve davalı ... ... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ... ... A.Ş"ye geri verilmesine 8.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi