Nitelikli zimmet - zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - güveni kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/2648 Esas 2014/7497 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet, zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından mahkumiyet; sanık ... hakkında zincirleme güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, zimmet ve sahtecilik suçlarından beraet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Başvurularının kapsamına göre incelemenin katılan vekilinin tüm hükümlere yönelik, sanıklar müdafıilerinin ise mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak ve ... yönünden duruşmalı şekilde yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında zimmet ve sahtecilik suçundan kurulan beraet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ... ve ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından, ... hakkında zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelenmesinde ise;
Uyulan bozma ilamında ... adına düzenlenen senette borçlu imzası, ... adına düzenlenen senetlerde ise düzenleyen imzası bulunmadığından aldatma gücü taşımadıklarına yer verilmesi yanında suça konu diğer senetlerin 765 sayılı Yasa döneminde işlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğunun belirtildiği, birleşen dosyadaki senetlerden dolayı ayrıca kamu davası bulunduğu ve mahkemece bozma sonrası yargılamada lehe yasa karşılaştırmasının bu husus gözetilerek yapıldığının anlaşılması karşısında sahtecilik suçunun oluşmadığına dair tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK"nın 155/2. maddesinde temel ceza olarak hürriyeti bağlayıcı ceza yanında 3000 güne kadar adli para cezası da öngörüldüğü halde sanık ... hakkında kurulan hükümde sadece hapis cezasına yer verilerek eksik ceza tayini,
Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli zimmet suçundan lehe yasa karşılaştırması yapılırken 765 sayılı Yasaya göre alt sınır ceza olan 12 yılın 1/12"si oranında olacak şekilde 1 yıl teşdit uygulandığı belirtilmesine rağmen 5237 sayılı TCK"nın 247/1. maddesindeki alt sınır 5 yıl hapis cezasına bu kez 1/5 oranında olacak şekilde, yine 1 yıl teşdit uygulanması suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesinde yer alan orantılılık ilkesine aykırı davranılması,
Yine bu iki sanık hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hükümlerde temel cezalar ile her iki suçtan kurulan hükümlerde zincirleme suç nedeniyle yapılan arttırımlar alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine ve hüküm fıkrasında "suçun işleniş şekli, sanıkların kastı, meydana gelen netice ve fiilin diğer özellikleri dikkate alınarak takdiren ve teşdiden" ibaresine yer verilmesine rağmen kamu görevlisinin zincirleme şekilde sahteciliği suçundan temel cezaların 3 yıl olarak belirlenmesi suretiyle karışıklığa yol açılması,
Zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarını TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar ... ve ... hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca her iki suçtan hak yoksunluklarına ayrıca karar verilmesi ve anılan maddenin sanık ... hakkında uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde denetime imkan verecek şekilde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar müdafıilerinin temyiz itirazlarıyla, sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
08/07/2014 tarihinde verilen iş bu karar 09/07/2014 tarihinde Yargıtay C.Savcılarından Ramazan Akyıldız hazır olduğu halde tefhim olundu.