4. Hukuk Dairesi 2012/13753 E. , 2013/2367 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki baz istasyonunun kaldırılması davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 10/04/2012 gün ve 2012/2588-2012/6124 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... .A.Ş. vekili Avukat ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 13/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Dava, çevreye ve insan sağlığına zarar verdiği iddiası ile davalı şirket tarafından kurulan baz istasyonunun kaldırılması davasıdır.
Yerel mahkemeler uygulamada ilgili yönetmelik hükümleri ile buna bağlı olarak verilen sertifikalardaki limit değerlere uygun olarak kurulan baz istasyonlarının kaldırılmasına ilişkin davaları ret etmekte, limit değerlere uygun olmayan baz istasyonu ile ilgili davaları kabul ederek baz istasyonlarının kaldırılmasına karar vermektedirler.
Dairemizin sayın çoğunluğu ise, yönetmelik ve bu yönetmelikteki ölçülere göre verilen sertifikanın soyut bir belirlemeyi içerdiğini, sertifikada belirtilen limitlerin yönetmelikte belirtilen limitlere uygun olsa hatta limitlerin altında olsa bile bir zararın olmayacağı kabul edilemez. Dar anlamda para ile ölçülebilen bir zarar olmasa bile, çevre binalardan ve bu bağlamda davacı meskeninde bulunanların sağlık bakımından büyük endişeler taşımaları, aynı bölgede yaşayan insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratması karşısında davacının zarar göreceğinin kabulü gerekir. Gerekçesi ile baz istasyonlarının kaldırılması isteği ile açılan davaların kabulü ile tamamının kaldırılması yönünde karar vermek suretiyle uygulama yapmaktadır.
Yargı mercileri olan mahkemelerin görevleri, yürürlükte olan ve iptal edilmemiş yasalar ile bunlara aykırı olmayan tüzük ve yönetmelik hükümlerini uygulamak, yüksek yargı olan Yargıtay’ın görevi ise ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararların uygulanan yasa, tüzük ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetlemektir.
İlk derece mahkemeleri uygulamakla görevli oldukları yasa, tüzük ve yönetmeliklerdeki hükümleri uygularken çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde HUMK’nun 275. maddesi gereğince konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulunun oy ve görüşlerini alması gerekir.
Davalarımızın konusunu teşkil eden ve cep telefonlarının kullanılabilmesi için kurulmaları zorunlu olan ve geniş bir kitleyi ilgilendiren baz istasyonlarının nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulması gerektiği konusu şüphesiz teknik bir konudur. Dolayısıyla ilk derece mahkemeleri önüne gelen bu uyuşmazlıklarda konu ile ilgili kuralları uygularken keşif, bilirkişi veya bilirkişi kurulunun oy ve görüşlerine başvurması elde edeceği sonuca göre de karar vermesi gerekir.
Uygulamada, davalı GSM şirketlerince kurulan baz istasyonları 5809 sayılı Yasaya göre çıkartılan “Mobil Telekomünikasyon Şebekelerine ait Baz İstasyonlarının Kuruluş Yeri, Ölçümleri, İşletilmesi ve Denetlenmesi Hakkındaki” yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen sertifika gereğince kurulmaktadır. İlk derece mahkemeleri de önüne gelen uyuşmazlıklarda uygulamakla görevli oldukları yönetmelik ve sertifikada gösterilen ölçü ve limit değerlere göre keşif ve bilirkişi incelemesi yapmak suretiyle uyuşmazlıkları çözmektedir.
Baz istasyonlarının nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dâhilinde kurulması halinde sağlığa ve çevreye zarar vermeyeceğini belirlemek ve kurallarını koymak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görevidir. Kuralları uygulamakla görevli olan yargı mercilerinin şekil, ölçü ve limit değerler yönünden kural koyma veya konmuş olan kuralları değiştirme ve konmuş olan kuralları uygulamama gibi bir yetki ve görevi yoktur.
Yüksek yargı olarak, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların kurallara uygun olup olmadığını denetlemekle görevli olan dairemizin sayın çoğunluğu, konu ile ilgili olarak önüne gelen uyuşmazlıklarda, davaya konu baz istasyonunun davacıya zarar verdiği iddiasının kanıtlanıp kanıtlanmadığını denetlemeden ilk derece mahkemelerinin keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu verdiği kararlara esas alınan bilirkişi raporundaki şekil, ölçü ve limit değerlerini yok sayarak baz istasyonları ile ilgili şekil, ölçü ve limit değer göstermeksizin (yukarıda belirtildiği gibi yargı mercilerinin bu konuda yetki ve görevi yok) sadece “gelecekte insan sağlığına ve çevreye zarar vereceği” gibi hiçbir şekilde kanıtlanmamış farazi gerekçeye göre baz istasyonlarının kaldırılmasına yönelik esasa ilişkin karar vermektedir.
Dairemiz sayın çoğunluğunun bu uygulaması ve gerekçesi karşısında, ellerinde araştırmaya yönelik hiçbir kural, ölçü ve değer olamayacak olan ilk derece mahkemelerinin hiçbir araştırma yapmadan baz istasyonlarının kaldırılması ile ilgili açılacak her davayı kabul edip baz istasyonlarının kaldırılmasına karar vermeleri gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır.
Benim kişisel düşünceme göre hiçbir kurala, ölçüye ve değere dayanmayan farazi gerekçe ile oluşturulan böyle bir karar ve sonuç hukuki değildir.
Uyuşmazlıkla ilgili olarak, yasa, yasaya uygun iptal edilmemiş yönetmelik ve bu yönetmeliğe uygun olarak verilmiş sertifika vardır. Yürürlükte olan bu kuralları uygulamakla görevli olan ilk derece mahkemelerini, kuralları bir tarafa bırakarak farazi gerekçeye göre karar vermeye yönlendirmenin yasal dayanağı yoktur.
Kişisel düşünceme göre, baz istasyonlarının kaldırılması ile ilgili dava ve uyuşmazlıklarda yapılacak iş;
Mahkeme hakiminin öncelikle davacının dava açmakta hukuki yararının olup olmadığını araştırıp, dava açmakta hukuki yararın varlığını belirledikten sonra, dava baz istasyonunun sağlığa ve çevreye zarar verdiği iddiası ile açıldığından taraflardan bu konudaki delil ve belgelerini istemesi, daha sonra konu ile ilgili “.... Şebekelerine ait Baz İstasyonlarının Kuruluş Yeri, Ölçümleri, İşletmesi ve Denetlenmesi Hakkında” yönetmelik hükümleri ile bu yönetmelik gereğince baz istasyonunun kurulması ile ilgili sertifika değerlerinin denetlenmesi bakımından konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif ve uygulama yapılarak alınacak bilirkişi raporu ile tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirilerek baz istasyonunun yönetmeliğe ve verilen sertifikaya aykırı olarak kurulduğu, sağlığa ve çevreye zarar verdiği sonucuna varıldığında davanın kabulü ile baz istasyonunun kaldırılmasına, aksi halde davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşüncelerine katılmıyorum. 13/02/2013