Davacı, davalı işveren nezdinde 15.06.1997- 14.01.2004 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacı, davalı işyerinde 15.06.1997-14.01.2004 tarihleri arasında geçen davalı Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, istek tanık sözlerine dayanılarak kısmen hüküm altına alınmıştır.
Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi aynı çevredeki işverenlerin kayıtlarına geçmiş kimselerde değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak, Kurumdan ve davalı işyerinden talep edilen süreyle ilgili ücret ve prim bordrolarını getirtmek, davacı ile birlikte çalışan ve işverenin SSK."ya verdiği dönem bordrolarında kayıtlı kişileri yoksa ücret bordroları ve komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş çalışanları tespit edilerek bilgilerine başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. (HGK."nun 23.05.2001 gün 2001/409 Esas, 425 Karar, 25.06.2003 gün, 2003/410 Esas, 425 Karar, 15.12.2003 gün 2003/21-634 Esas, 572 Karar)
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yetersiz bilirkişi raporu itibariyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı Şirket"e iadesine, 09.04.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.