14. Ceza Dairesi 2014/172 E. , 2015/6759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Başka suçtan hükümlü olan sanığın, 30.05.2012 günü tebliğ edilen hükmü kanuni bir haftalık süreyi geçirdikten sonra 25.06.2012 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmış ise de; Anayasanın 40/2 ve 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarında, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği, incelemeye konu hükümde ise kanun yolu, mercii ve süresi belirtilmekle birlikte, 5271 sayılı CMK"nın 263/1. maddesi uyarınca, başka suçtan hükümlü sanığın bulunduğu ceza infaz kurumu müdürüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle hükmü temyiz edebileceği hususunun da açıkça belirtilmediği, bu eksikliğin 5271 sayılı CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni olduğu anlaşıldığından, sanığın 25.06.2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdure ve annesi ...’nın 12.04.2012 tarihli duruşmada, olay nedeniyle mağdure ruh sağlığının bozulduğu yönündeki beyanları ile... Adli Tıp Şube Müdürlüğünün aynı tarihli ve 2012/275 sayılı raporunda mağdurenin konuşurken gergin olduğu, akıcı konuşamadığı, özgüveninin yeterli olmadığı, soruşturma konusu evrak hakkında konuşurken duygu durumunun stabil olduğu, görülür fizyolojisinde değişiklik olmadığı olay tarihindeki yaşantısı sorgulandığında o tarihlerde hiç evde durmak istemediğini, hep dışarıya çıkmak istediğini ancak tanıdık biriyle karşılaşmaktan çekindiğini, bu nedenle liseye başladığında sürekli olarak okuldan kaçtığını, sonunda okulu bırakmak zorunda kaldığını ifade ettiği bu nedenle ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için psikiyatri uzmanından görüş alınması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinde, bir çocuk psikiyatristinin zorunlu katılımı ile Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre oluşturulmuş bir heyetten, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Sanığın gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin karar başlığında gösterilmemesi ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucu doğuran sürelerin 5237 sayılı TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezadan mahsubuna karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.