10. Ceza Dairesi 2014/2920 E. , 2014/2394 K.
"İçtihat Metni"Esas No : 2014/2920
Karar No : 2014/2394
Tebliğname No : K.Y.B./ 2014/65981
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hükümlü E.. B.. hakkında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 13.09.2005 tarihinde 1997/318 esas ve 2002/63 karar sayı ile uyarlama yapılarak verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.02.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi"nce 27.03.2002 tarihinde 1997/318 esas ve 2002/63 karar sayı ile verilen, hükümlü E.. B.."ın 765 sayılı TCK"nın 403. maddesinin 5, 6 ve 7. fıkraları ile 59. maddesi uyarınca 10 yıl ağır hapis ve 2.150.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
b) 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı TCK"nın yürürlüğe girmesi nedeniyle aynı Mahkeme tarafından duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu uyarlama yapılarak, 13.09.2005 tarihinde 1997/318 esas ve 2002/63 karar sayı ile hükümlünün 5237 sayılı TCK"nın 188. maddesinin 3, 4 ve 5. fıkraları ile 62. maddesi uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 160 YTL adlî para cezası ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, uyarlama hükmünün de temyiz edilmeden kesinleştiği
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe kanunun tespit edilip, uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkânı sonraki kanun ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.» denilerek, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13.09.2005 tarihli uyarlama yapılarak verilen mahkûmiyet hükmünün bozulması istenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.12.2005 tarih ve 2005/162-173 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince, lehe kanunun saptanıp uygulanması için; herhangi bir inceleme ve araştırma yapılması, kanıt toplanması, takdir hakkının kullanılması gerekiyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağını sonraki kanun sağlamışsa, “duruşma yapılması” zorunludur. Sonraki kanunun lehe olduğunun kabul edilerek “derhal uygulanması” ve buna bağlı olarak “duruşma yapılmaksızın da karar verilebilmesi” ancak diğer durumlarda mümkündür.
Somut olayda, kesinleşmiş olan hükümde 765 sayılı TCK"nın 403. maddesinin 7. fıkrasının uygulanması, uyarlama sonucunda ise lehe olduğu kabul edilerek hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nın hükümleri uygulanırken, belirtilen Kanun kapsamında bir örgütün varlığı kabul edilerek, buna bağlı olarak aynı Kanun"un 188. maddesinin 5. fıkrasının uygulanması suretiyle arttırım nedeninin değerlendirilmesinden dolayı, lehe olan hükümlerin derhal uygulanmasının koşulları bulunmadığı halde, duruşma açılması gerekirken duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu uyarlama hükmü kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma isteği bu nedenle yerinde olduğundan, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 13.09.2005 tarihinde 1997/318 esas ve 2002/63 karar sayı ile uyarlama yapılarak verilen mahkûmiyet hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli kararın verilmesi için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.