11. Hukuk Dairesi 2015/15440 E. , 2016/3935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/05/2015 tarih ve 2014/526-2015/515 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun 2009-2010 öğretim yılı servis ücreti için 1.400 TL tutarındaki bonoyu tanzim ederek davalı şirkete teminat amaçlı verdiğini, servis ücretleri ödendiği halde bononun davalıda kaldığını, bilahare cirolanıp diğer davalıya geçtiğini, davalı ..."in anılan bonoya dayalı olarak takip başlattığını, senet incelendiğinde üzerinde tahrifat yapılarak tutarının 14.008 TL"ye yükseltildiğini ve boş kısımların doldurulduğun görüldüğünü, ayrıca taşıma sözleşmesinde 9 aylık taksit karşılığı verildiği belirtilen bononun 4077 sayılı TKHK"nın 6/A maddesi uyarınca da geçersiz olduğunu ileri sürerek 24.09.2009 keşide, 15.01.2012 vade tarihli, 14.008 TL bedelli bononun iptali ile bu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket ile davacı arasında servis taşımacılığına ilişkin anlaşma bulunduğu, 2009-2010 yılı dönemi ile ilgili 1.400 TL tutarında teminat bonosunun şirkete verildiği, servis borcunun ödenmesi nedeni ile iade edilmesi gereken teminat bonosunun geri verilmeyip tahrifat yapılmak suretiyle 14.008 TL bedelli hale getirildiği, 2009 yılı için 14.008 TL teminat seneti verilmesinin olağan olmadığı, aksinin davalılarca da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalılara 14.008 TL tutarında ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/3239 takip sayılı dosyasına konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, 14.008 TL"nin %20"si oranında icra tazminatının icra takibi yapan davalı ..."ten alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, 24.09.2009 tanzim, 15.01.2012 vade tarihli, 14.008 TL bedelli bir adet bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu bonoya bağlı olarak davalılardan ... tarafından icra takibi başlatılmış olup bono diğer davalıdan ciro yoluyla devralınmıştır. Tanzim ve vade tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 660"ncı (6102 sayılı TTK"nın 748"inci) maddesi uyarınca bir poliçe metni tahrif edildiği takdirde değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kimseler değişmiş metin gereğince ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metin gereğince mesul olurlar. Davacı keşideci, dava konusu bononun 1.400 TL olarak tanzim edildiğini, senet üzerinde tahrifat yapılarak 14.008 TL bedelin yazıldığını ileri sürdüğüne göre mahkemece, öncelikle senette tahrifat yapılıp yapılmadığının uzman bilirkişi incelemesi suretiyle belirlenmesi gerekirken mahkemece bu hususta herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın soyut gerekçe ile bono üzerindeki bedelde tahrifat yapıldığının kabul edilmesi yerinde değildir. Yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde senedin 1.400 TL olarak düzenlendiğinin tespit edilerek keşideci olan davacının bu miktardan sorumlu olduğunun anlaşılması halinde, bu kez davacının bono bedelini davalı ... "ne ödediği iddiası üzerinde durulması, bu iddianın ispatlanması halinde de 6762 sayılı TTK"nın 599"uncu (6102 sayılı TTK"nın 687"nci) maddesi uyarınca hamilin senedi ciro yoluyla devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun anlaşılması durumunda davacının ödenmiş bono nedeniyle davalı hamile karşı da sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, anılan hükümlere göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın mümeyyiz davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.