Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10827 Esas 2007/5725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/10827
Karar No: 2007/5725
Karar Tarihi: 05.04.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10827 Esas 2007/5725 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/10827 E.  ,  2007/5725 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi   : Konya 2.İcra Mahkemesi
    Tarihi            : 21.6.2006
    No                 : 837-948

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı)  vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi   tarafından  düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 
    Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 99. maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi isteği ile alacaklı tarafından açılan istihkak davasına ilişkindir.
    Davaya konu eşyalar, borçlu huzurunda haczedildiğinden ve haciz mahallinde borçluya ait evraklar da bulunduğundan, İcra ve İflas Kanunu’nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davalı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır. Ayrıca, borçlunun, davalı üçüncü kişi şirketin ortağı ve müdürü olan H. Ö.’ın babası olduğu ve davalı üçüncü kişi şirketin borç doğumundan sonra 28.05.2002 tarihinde tescil edildiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu ile davalı üçüncü kişi şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işlemler yaptığı ortadadır.
    Davalı üçüncü kişi, delil olarak faturalar ibraz etmişse de, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davalı üçüncü kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Öte yandan, dinlenen davalı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, delil olarak sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davalı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez. Hal böyle olunca, davanın kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  temyiz edene iadesine, 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.