17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24561 Karar No: 2017/5052
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/24561 Esas 2017/5052 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/24561 E. , 2017/5052 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin 08/08/2010 tarihinde ... Sağlık Müdürlüğüne ait ambulansın çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000,00 TL nin tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; talebini 39.750,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 39.750,00 TL’nin olay tarihi olan 08/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı ....nun 98/1, 99/1 maddeleri ile ... poliçesi Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muaceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Somut olayda; davadan önce ... şirketine başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda; mahkemece, davalı ... şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı olarak olay tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nin 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. fıkrasında yer alan “olay tarihi olan 08/08/2010 tarihinden” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “dava tarihi olan 07/10/2011 tarihinden” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 4.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.