10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2139 Karar No: 2017/4666 Karar Tarihi: 01.06.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/2139 Esas 2017/4666 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2017/2139 E. , 2017/4666 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya ödenen ölüm aylıklarının kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihinden itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı asil ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Davacı temyiz istemi yönünden; ilk kararı temyiz etmeyen davacının faiz yönünden Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek temyiz isteminin reddine; 2- Davalı Kurum vekilinin temyiz istemi yönünden; Hakkında verilen boşanma kararı 12.6.2007 tarihinde kesinleşen davacı ..."a yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 24.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, Mahkemece, bozma gereği yerine getirilmeyerek eksik inceleme sonucunda karar verildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu bakımdan davacı ve eski eşe ait adreslerde uyuşmazlık konusu dönemi kapsar şekilde aynı apartmanda bulunan kapıcı, yönetici ve komşuların kolluk marifetiyle resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, komşu, kapıcı ve yönetici tespit edilemezse, mahalle esnafından tanıklık yapacak kişiler aynı şekilde kolluk marifetiyle tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arası çelişki olursa giderilmeli, davacının ve boşandığı eşinin her ikisininde uyuşmazlık konusu dönemde kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, davacı ve boşanılan eşe ait her ikisine de ait uyuşmazlık konusu dönemi kapsar tüm seçmen kayıtları getirilmeli, her ikisininde medula sistemindeki kayıtlarda görünen adresleri, ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.