Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/7062
Karar No: 2007/5719
Karar Tarihi: 05.04.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/7062 Esas 2007/5719 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/7062 E.  ,  2007/5719 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Ankara 7.İş Mahkemesi
    Tarih               :  29.03.2006
    No                   : 802-108  
                           
    Davacı,  20.04.1982-22.03.1985  tarihleri arasında ve 16.03.1993-22.11.1996 tarihleri arası (506 sayılı Yasa kapsamındaki 64 günlük sigortalılık dışında) Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olduğunun ve 01.07.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacının temyizine gelince;
    Uyuşmazlık, davacının 20.04.1982-22.03.1985, 16.03.1993-23.10.1994 ve 28.12.1994-22.11.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davacının 20.04.1982-22.03.1985 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin, 16.03.1993-23.10.1994 ve 28.12.1994-22.11.996 tarihleri arasında ise vergi, mesleki kuruluş ve esnaf sicil kaydı olmadığı gerekçesiyle Bağ-Kur sigortalısı sayılmayacağının tesbitine karar verilmiştir.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
    Davacının meslek kuruluşu kaydı ile kendi nam ve hesabına çalışması göz önünde tutularak 15.06.1981 tarihinde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve bu sigortalılığının 20.04.1982 tarihine kadar devam ettiği tartışmasızdır. Ne var ki, davalı Kurum önceden tescil edilen ve 1479 sayılı yasanın 24. maddesinin öngördüğü koşulları taşıyan davacıyı 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa ile değişik 24. maddesine yanlış anlam vermek suretiyle sigortalılığını iptal etmesi yerinde değildir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.10.2003 gün ve E:2003/21-579, K:2003/570 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa ile yapılan değişiklik, değişiklikten önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olması nedeniyle sigortalı olanların sigortalılıklarına son vermemekte, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihlerde Bağ-Kur’a yeni kayıt ve tescil edilecekler için yeni düzenlemeler öngörmektedir. Tersinin kabulü kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne, yasaca ve hukukça olanak olmadığı ortadadır. Bu nedenle, davacının 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı yasanın 24. maddesindeki koşullara göre 15.06.1981 tarihinde başlayan zorunlu sigortalılığına geçerlilik tanınarak uyuşmazlık konusu 20.04.1982 ila 22.03.1985 dönemde de zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, 20.04.1982 ila 22.03.1985 tarihleri arasında da davacının Bağ-Kur sigortalısı sayılması yerindedir. Ancak, 16.03.1993-23.10.1994 ve 28.12.1994-22.11.1996 tarihleri arasında davacının Bağ-Kur sigortalısı sayılmayacağının tesbitine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 
    Davacının şahsi sicil dosyasının incelenmesinden, 15.06.1981 tarihli giriş bildirgesine istinaden, 15.06.1981 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır.  
    Davacının 15.06.1981-16.03.1993 tarihleri arasında Ankara Sütçüler ve Yoğurtçular Odası kaydı, 22.11.1996 tarihinden itibaren Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler odası kaydı ve 22.11.1996 tarihinden itibaren esnaf ve sanatkar sicil kaydı mevcut olup, vergi kaydı bulunmamaktadır. Ayrıca davacının, 01.04.1976-31.01.1977 tarihleri arasında 300 gün ve 24.10.1994-27.12.1994 tarihleri arasında ise 64 gün Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. Bu durumda, davacının uyuşmazlık konusu dönem olan 16.03.1993-23.10.1994 ve 28.12.1994-22.11.1996 tarihleri arasında vergi kaydı, esnaf ve sanatkar sicili kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı bulunmadığından zorunlu Bağ-Kur sigortalısı değildir. Ancak davacı, 15.06.1981-06.06.2005 dönemine ait prim borç ve cezalarını Kurum’a yatırdığını ve 1997 af yasasından da faydalandığını iddia etmiş, dosya içerisindeki 06.06.2005 tarihli prim ekstresinde de 91,97.-YTL fazla ödeme olduğu belirtilmiştir. Davacının, 14.04.1992, 15.04.1992, 15.06.1992, 17.08.1992, 15.10.1992 tarihlerinde ve 28.11.1996 tarihinden itibaren devam eden prim ödemeleri de mevcuttur.
    Davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması ve daha sonra davacının sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesi zorunlu görev olarak ortaya çıkar. Bağ-Kur’un bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı yasaya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
    Yapılacak iş, 28.11.1996 tarihinden itibaren ödenen primlerin uyuşmazlık konusu dönemi de kapsayıp kapsamadığının başka bir deyişle, ne kadar sürenin primi olabileceğinin kurumdan sorularak, gerektiğinde, aktüerya uzmanı bilirkişiden bu hususta rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılmak, daha açık bir anlatımla, eğer davalı kurum geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmiş ve uzun süre bu primleri kullanmış ise, daha sonra davacının sigortalılığının iptal edilmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından, davacının 16.03.1993-23.10.1994 ve 28.12.1994-22.11.1996 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine; geçmişe yönelik prim tahsil edilmediği, edilmiş olsa dahi kurum tarafından uzun süre bu primlerin kullanılmadığının saptanması halinde ise şimdiki gibi bu sürelere ilişkin istemin reddine karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2007 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi