Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3227 Esas 2018/140 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3227
Karar No: 2018/140
Karar Tarihi: 22.01.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3227 Esas 2018/140 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, ücret alacaklarının tahsili istemiyle açılan davayı reddetti. Mahkeme, davacının işçilik alacaklarının ödenmesinden davalı iş sahibinin de ihbar olunan yükleniciyle birlikte sorumlu olduğunu ve davalının eser sözleşmesi kapsamında ihbar olunan yükleniciye işçi ücreti adı altında ayrıca bir ödeme yapmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verdi. Ancak Yargıtay, davacı ile davalı arasında akdi ilişkinin bulunmadığından işin çözümünün genel mahkemelerde olduğunu belirtti ve kararı bozdu. Eser sözleşmesi ilişkisinin dava dışı ihbar olunan kişiyle olduğu belirlendi ve davacının çalışması karşılığında hak ettiği bedeli davalıdan talep edemeyeceği sonucuna varıldı. Dava, iş sahibinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu madde 104
- Türk Borçlar Kanunu madde 263
15. Hukuk Dairesi         2016/3227 E.  ,  2018/140 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, ücret alacaklarının tahsili istemine ilişkin olup davalı, taraflar arasında akdî ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ... . İş Mahkemesi"nin 2009/452 Esas sayılı dosyasıyla açmış olduğu davada, davalıya ait villanın yapım işinde çalıştığını, başlangıçta ücretlerinin düzenli aralıklarla ödendiğini ancak 2009 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin 3.440,00 TL bakiye ücret alacağı kaldığını ileri sürerek şimdilik 100 TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin villanın yapımı için ihbar olunan ... ile eser sözleşmesi akdettiğini, davacı ile akdî ilişkileri bulunmadığını, davacının yüklenici konumundaki ...’nın işçisi olabileceğini belirterek davanın husumetten reddini savunmuştur.
    İş mahkemesince ıslah da gözetilmek suretiyle davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 28.02.2014 tarih ve 2014/3431 Esas sayılı ilamı ile; “... davalı ile dava dışı ihbar olunan ... arasında davalıya ait villanın dekorasyon ve çevre düzenleme projelerinin hazırlanması, imalatlarının yapılarak teslim edilmesi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, dolayısıyla aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığından, uyuşmazlığın çözüm yeri genel mahkemeler olup, mahkemece görevsizlik
    kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” denilerek bozulmuştur. Bozma sonrası dosyanın gönderildiği ... . Asliye Hukuk Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucunda, davacının işçilik alacaklarının ödenmesinden davalı iş sahibinin de ihbar olunan yükleniciyle birlikte sorumlu olduğu ve davalının eser sözleşmesi kapsamında ihbar olunan yükleniciye işçi ücreti adı altında ayrıca bir ödeme yapmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesi ve aşamalardaki savunmalarında eser sözleşmesi ilişkisinin dava dışı ihbar olunan ... ile kurulduğunu, davacının da yüklenicinin işçisi olduğunu, davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Dosyadaki 04.03.2008 tarihli eser sözleşmesinin davalı ve dava dışı ... arasında düzenlenerek imzalandığı görülmektedir. Davacı, davalı ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu yasal delillerle ispatlayamamıştır. İşin davalının denetim ve talimatları doğrultusunda yaptırılmış olması da taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ispatı için yeterli değildir. Ayrıca davalı iş sahibinin, taşeron konumunda bulunması mümkün olan davacının yaptığı iş karşılığı dava dışı yükleniciden hak edeceği iş bedelini taşeronla birlikte ödeyeceğine dair herhangi bir kabul veya taahhüdü de bulunmamaktadır.
    Bu halde davacının, çalışması karşılığında hak ettiğini iddia ettiği bedeli davalıdan talep etmesi mümkün olmadığından davanın, iş sahibi ...’un pasif husumet ehliyeti (sıfat) bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirmeyle davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.