1. Hukuk Dairesi 2014/10424 E. , 2015/12151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2013/374-2014/31
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; davalıların cebir, şiddet ve hile kullanmaları, kendisi ile çocuklarını tehdit etmeleri ve ilaç vererek uyuşturmaları neticesinde çekişme konusu 1058 ada 19 parsel sayılı taşınmazını davalı Ömer"e temlik etmek zorunda kaldığını, herhangi bir bedel de ödenmediğini, aşamalarda ise, eşini kaybettiğini ve sağlık sorunları olan iki çocuğunun bulunduğunu, telefonda tanıştığı kendisini astsubay olarak tanıtan davalılardan F. (....) G. ile gayri resmi evlilik yaparak Fayık"ın akrabası olan diğer davalının evinde birlikte yaşamaya başladıklarını, bu sürede güven oluşturduklarını, davalıların birlikte işyeri açacakları ve işyeri sahibinin kendisi olacağı telkiniyle hileye düşürüp, tehdit ve şiddet uygulayarak, müzayaka halinden faydalanarak, ilaç verip iradesini ortadan kaldırarak tapuda devri sağladıklarını, sonra da ortadan kaybolduklarını ileri sürerek tapunun iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalı Fayık, dava konusu taşınmazın davacının isteği ile diğer davalı Ö. F. ’a satıldığını, baskı ve tehditin sözkonusu olmadığını, satış bedelinin ödendiğini, davalı Ö. F. dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının isteği ile taşınmazı sattığını ve satış işleminde bizzat yer aldığını, diğer davalının dava konusu taşınmazı satış yetkisi içeren vekâleti bulunmasına rağmen bu vekâletin kullanılmadığını, baskı ve zorlamanın sözkonusu olmadığını, davalı A. , dava konusu taşınmazı ilk karardan sonra ihtiyati tedbirin kaldırılması sonucu satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…Hemen belirtmek gerekir ki, ikrah ve gabin iddialarının ispat edilemediği gözetilerek, bu iddialar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının hile hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine gelince; .. davacının durup dururken evini davalı Ömer"e değerinin altında satmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı, öte yandan satış Ömer"e yapıldığı halde evden bahsedilerek davalı Fayık"ın alacaklı olduğu senedin davacıya verilmesinin olaya uygun düşmediği, kaldı ki davalı Ömer"in de taşınmaz alacak gelirinin bulunmadığının arkadaşı tarafından ifade edildiği gibi, davacıya satış karşılığı Ömer tarafından ödeme yapıldığının da ortaya konulamadığı, diğer taraftan satıştan hemen sonra davacıyı bir otele yerleştiren davalı Fayık"ın davacıdan ayrıldığı ortadadır. Anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; her iki davalının birlikte hareket
ederek davacıyı hileye maruz bıraktıkları tartışmasızdır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, davalı Ö. F. un karar düzeltme istemi üzerine “…davaya konu 1058 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 04.06.2012 tarihinde dava devam ederken dava dışı A. K. "e satış yoluyla devredildiği görülmektedir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK"nun 125. maddesi gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozma ilamı ortadan kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan nedenden ötürü bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulup HMK"nun 125.maddesinin gereği yerine getirildikten sonra iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar Ö. F. ve A. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..........."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ilk el davalı Ö. F. ’a yapılan temlikin yolsuz olduğu, taşınmazı ondan edinen dahili davalı A. ’in de ediminde iyiniyetli olmadığı ve TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalılardan Ö. F ve A. in temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 452.97.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.