Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7811
Karar No: 2015/12142
Karar Tarihi: 20.10.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7811 Esas 2015/12142 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/7811 E.  ,  2015/12142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/05/2013
    NUMARASI : 2009/332-2013/239

    Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.10.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar A.. K.. vd. vekili Avukat B. K. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı asiller, temyiz edilen davalılar İ.. B.. vd. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları M. B. ı"nın ölümünden önceki son bir kaç yılı hariç, oğlu ve davalılarında babası olan Ali ile birlikte yaşadığını, Ali"nin askerden geldikten sonra murisle birlikte çalıştığını, murisin bu dönem içerisinde malvarlığını satarak Ali"ye intikal ettirdiğini, halbuki evlenene kadar kendilerinin de yardımcı olup murisin malvarlığının artmasına katkı sağladıklarını, mirasbırakanın geride 5 parça taşınmazının bulunduğunu, ancak davalı torunu İsmail"in kızı olan dava dışı Aslı"nın ticari borçları sebebi ile murisin 2349 ada 42 parsel sayılı taşınmazını dava dışı bir firmaya sattığını, yine 782 parsel sayılı taşınmazını vekili olan oğlu Ali"nin Belediye"ye satıp, satış bedelini murise ödemediğini, öte yandan kamulaştırma bedeli olarak alınan 103,577,62.-TL"nin de muris tarafından düzenlenen vasiyetname ile dağıtımı belirlenmiş ise de terekesi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, yine Ali adına kayıtlı 973 ada 154 parsel sayılı taşınmazın murisin evinin satılarak alındığını, davalıların mirasbırakan anneleri Zeynep adına kayıtlı 973 ada 153 nolu parsel ile, babaları adına kayıtlı 973 ada 154 parsel sayılı taşınmazlar ve yine davalı İsmail adına kayıtlı olup dava dilekçesinde bildirdikleri taşınmazların da murisin gelirleri ve katkıları ile alındığını, saklı paylarının büyük ölçüde zedelendiğini ileri sürerek, terekenin tespitine, saklı paylarının tamamlanması için gereken 276.312,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, çekişmeye konu yapılan taşınmazların kendi kazançları ve gelirleri ile alındığını, murisin katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve hesaplama neticesinde davacıların saklı paylarının ihlal edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1916 doğumlu olan mirasbırakan M. B. "nın 20.08.2008 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocukları ile kendisinden önce 06.08.2006 tarihinde ölen oğlu Ali"den olma davalı torunlarının kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
    Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık, 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK"nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (S. T. O. ) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
    Ne var ki somut olayda; yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığı söylenemez.
    Şöyle ki; son düzenlenen bilirkişi raporlarında tenkise konu 2329 ada 135 nolu parselin yargılama sırasında imar uygulaması ile 3219 ada 3 ve 3281 ada 1 sayılı parsellere gittiği bildirildiği halde buna ilişkin kayıtlarının getirtilip denetlenmediği, Kocaali İlçesinde bulunan kat mülkiyeti kurulu 260 ada 1 parseldeki 5 nolu meskenle ilgili keşif yapılıp bu taşınmazın tenkis hesaplamasına esas değeri hususunda teknik bilirkişilerden rapor alınmadığı, yargılama sırasında yapılan iki ayrı keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporları arasında çelişki olması sebebi ile bu çelişkileri gidermek amacıyla keşif yapılıp üçüncü bir bilirkişi heyetinden rapor alındığı hâlde, son raporunda çelişkileri giderecek şekilde düzenlenmediği, özellikle davaya konu 42 nolu parselin değeri hususunda alınan ikinci bilirkişi raporu ile diğer raporlar arasında fahiş fark olduğu görüldüğü hâlde bu çelişki giderilmeden taşınmazın değerini düşük hesaplayan bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle sonuca gidildiği, bu parselle ilgili davacı tarafın dayandığı ekspertiz rapor içeriğinin teknik bilirkişilerce de irdelenmediği, öte yandan; murisin Sakarya 2. Noterliğinde düzenlenen 21.05.2003 tarihli vasiyetnamesininin tenfiz ettirilip ettirilmediği ve bu vasiyete konu yapılan kamulaştırma bedellerinin vasiyette belirtilen mirasçılara ödenip ödenmediği, evrak arasına alınan icra dosyalarından mirasbırakanın vekili tarafından tahsil edilen kamulaştırma bedellerinin murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinde mevcut olup olmadığı hususları üzerinde de durulmadığı görülmektedir.
    Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen olgular ve ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi