14. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4174 Karar No: 2020/348 Karar Tarihi: 14.01.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/4174 Esas 2020/348 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2019/4174 E. , 2020/348 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, ihdasen Hazine adına kaydedilen 1040 (68) parsel sayılı taşınmazın davalı ... ve ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. Somut olaya gelince; dava konusu ihyası talep edilen 1040 (68) parsel sayılı taşınmazın ihdasen Hazine adına kaydedilerek farklı bir ifadeyle mülkiyeti kayden Hazineye ait iken imar uygulamasına tabi tutulduğu tartışmasızdır. Davadaki istek de, anılan ihdas parselinin ihyasına yöneliktir. O halde, dava konusu 1040 (68) parsel sayılı taşınmazla davacı Hazinenin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu 1040 (68) sayılı parsel hakkında gerek Seyhan Belediyesi gerekse de ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarının iptal edildiği ve oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaklarının kalmadığı gözetilmek suretiyle; anılan kadastral parsel sınırları üzerinde, iptal edilen imar uygulamaları ile oluşturulan alanlar ile miktarları açıkça belirlenerek, bu kısımlara ilişkin imar sicil kayıtlarının iptali ile 1040 (68) sayılı kök parsel sınırları içinde kalan park alanıyla birlikte kök parselin ihyası ve Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.