22. Hukuk Dairesi 2020/2299 E. , 2020/6537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 06.08.2009 - 30.11.2012 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin asgari ücret alması gerekirken aylık asgari ücretin altında ödeme yapıldığını, her ay en az iki hafta sonu, dört aylık kayısı sezonunda ise pazar günü dâhil çalıştığını, 08:00 - 20:00 saatleri arasında ve kayısı sezonunda ise 22:00- 23:00 saatlerine kadar çalıştığını, dini bayramlarda bir gün izin kullandırıldığını, resmi tatillerde izin kullandırılmadığını, hakları tam olarak ödenmediğinden çalışmasını sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının başka bir iş bulduğu için işten ayrıldığını, alacak iddialarının doğru olmadığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, kıdem tazminatının reddi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozmaya uyan MAhkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda; Dairemizce kıdem tazminatının reddi gerektiğinden bozma yapılmasına rağmen, bozmadan önce Mahkemece hüküm altına alınan diğer alacaklar yönünden bozma yapılmamıştır. Bozma dışında kalan ve hüküm altına alınan alacaklar davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece bu yön gözetilmeden, bozma dışı kalan alacaklar yönünden de ret kararı verilmesi davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.