15. Hukuk Dairesi 2016/2113 E. , 2018/136 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar vekili, müvekkillerinin yüklenicilerden aldıkları inşaat işlerini yaptıklarını, kendilerinin temin edip ücretlerini ödedikleri işçilerle, davalıdan üç yıl kadar önce aldıkları işleri de bu şekilde eksiksiz tamamlayıp teslim etmelerine rağmen davalının iş bedellerini ödemediğini, işçilerinin ücretlerini müvekkillerinin ödemek zorunda kaldıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik; 10.000,00 TL ödenmeyen iş bedelinin davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 31.12.2015 tarihinde alacak miktarını ıslah ederek 49.234,66 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borcunun tamamını ödediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, keşif yapılarak bilirkişi raporu alınarak, benimsenen bilirkişi raporuna göre dava sonuçlandırılmış ise de karar gerekçesi denetime elverişli olmayıp HMK"nın 297. maddesinde belirtilen unsurları taşımamaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmelere göre davacıların bir kısım imalatlarını gerçekleştirdiği, ... köyü su deposu işi ve Merkez Ticaret Lisesi işlerinin incelendiği bilirkişi raporu, hükme dayanak alınmakla birlikte; iş bedeli saptanırken hangi miktarların esas alındığı, sunulan ödeme belgelerinin nasıl değerlendirildiği, sözleşmelerde belirlenen götürü bedel ve birim fiyatların hesaplamalarda nasıl değerlendirildiği, fiyatların neden güncellendiği, davalının itirazlarının nasıl karşılandığı, davalı ödemesi olarak kaç liranın mahsup edildiği net bir şekilde açıklanmamış olup mahkeme kararı sonuç olarak: hesaplamanın nasıl yapıldığı, ödemenin ne miktarda olduğu ve hak edilen miktarın ne kadar olduğu konularında denetlenebilir bir gerekçeden yoksundur.
Mahkeme kararlarının nasıl yazılacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararın gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay’ca denetlenmesi de mümkün değildir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtildiği gibi T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Kararda diger hususlar yanında, delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılacak sonuç ve hukuki sebebin gösterilmesi gerekir. Gerekçe doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki sebeplere düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konmalı, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız görüldüğünü anlayıp değrlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçesinin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenlemeler karşısında zorunludur. Görünürde gerekce, yasanın aradığı gerekçeli karar sayılamaz. Kararın gerekçesiz yazılması ise başlı başına bozma nedenidir.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; kararda iddia ve savunmalar ile, davalının savunma ve itirazlarını kabul etmeme gerekçeleri, bilirkişi raporunun hangi nedenlerle hükme yeterli görüldüğü izahsız bırakılarak sonuca varıldığı ve bu haliyle kararda denetime elverişli gerekçe bulunmadığından sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.