23. Hukuk Dairesi 2018/582 E. , 2020/3794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında destek hizmetleri alım sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin davalı kuruma hizmet temin ettiğini, karşılığında ise hizmet bedeli ve ödemeler alacağı olduğunu, hizmetlere binaen davalıya faturalar kesildiğini, davalının bakiye kalan borcu ödemediğini, 07/11/2014 günlü mutabakata göre davalının 73.973,51 TL kısmi ikrarda bulunduğunu ileri sürerek, bakiye 91.360,95 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davacıya herhangi bir mutabakat metni gönderilmediğini, yetkili temsilci tarafından gönderilmeyen metnin kendilerini bağlamayacağını, faturaların müvekkili tarafından onaylanmadığını, davacının yasal bir takım yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı tarafından davacıya mail adresinden gönderilen mutabakat metninde 73.973,51 TL borçlu olduklarına dair ikrar olduğu, bu ikrarın davalının ticari kayıtları ile örtüştüğü, sözleşmeye konu hizmet ve danışmanlık hizmetlerinin yerine getirildiği, SGK borç sorgusunda, davacının 352,203.92 TL borcu olduğu, sözleşmedeki ceza ve benzeri kesintilerin mahsubu hükmü ile SGK prim alacaklarının kastedilmediği, işçilerin SGK prim borçlarının ödenmemesi hizmet karşılığında kesilen fatura alacağından mahsubunu gerektirmediği, faturanın teslim edildiği ve itiraz edilmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından istinaf incelemesi neticesinde, taraflar arasında taşeronluk alt-asıl işverenlik ilişkisi bulunmadığı, sözleşmenin 4.2 maddesine belirtilen, ceza ve benzeri kesintilerin mahsubu hükmünün, SGK prim alacaklarına ilişkin olmadığı, sözleşmede belirtilen ve ihlali halinde, ödemelerin durdurulmasıyla karşılaşacak davacıya ait yükümlülüklerde, SGK prim borcunun ödenmesi sayılmadığı, davacı tarafından düzenlenip de davalıca inkar edilen 17.387,44 TL tutarlı fatura içeriğine konu hizmetin eksik ya da hiç yerine getirilmediğine dair yanlar arasında ihtilaf bulunmadığı, faturanın davalı tarafa teslim edildiği, faturaya itiraz edilmediği, fatura içeriğinin kesinleştiği, mahkeme kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.