Esas No: 2014/119
Karar No: 2017/356
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/119 Esas 2017/356 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 17.11.2009
Sayısı : 688-356
Sanık ..."in 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan aynı Kanunun 13/1, TCK"nun 62, 50/1-a, 52 ve 54. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 6.000 Lira ve doğrudan verilen 375 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve müsadereye, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan 5237 sayılı TCK"nun 170/1-c, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca 3.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye, sanık ..."in katılan ..."i kasten yaralama, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından beraatine ilişkin Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.11.2009 gün ve 688-356 sayılı hükümlerden, mahkûmiyet hükümlerinin sanık ... müdafii, beraat hükümlerinin katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 05.03.2013 gün ve 1159-7356 sayı ile;
“Sanık ... hakkında 27.01.2006 tarihinde aracında ruhsatsız Kalashnikov marka silah ele geçmesi olayı ile ilgili olarak dava açıldığı ve Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapıldığı anlaşılmakla, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun mütemadi suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin TCK.nun 44. maddesi de gözetildiğinde tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek, mükerrer cezalandırılmanın önlenmesi açısından sanık hakkında anılan olaydan dolayı 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan görülmekte olan söz konusu davanın bu dava ile birleştirilmesi, birleştirme mümkün olmadığı takdirde dava dosyasının getirtilip incelenerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmayla yazılı biçimde mahkûmiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 22.04.2013 gün ve 103479 sayı ile;
"...14.01.2006 günü Siverek ilçesi, Cinhisar köyü ile Dilekli mezrası arasındaki yol üzerinde silah sesleri geldiğinin ihbarı ile başlatılan soruşturmada;
Olay yerinde sanık ...’e ait aracın kurşunlandığı ve kan izleri olduğu tespit edilmiş, 2 adet 9 mm ve 57 adet 7.62 mm çapında boş mermi kovanı bulunmuştur.
Sanık ..., Cinhisar-Eyricek mezrasını yaklaşık 600 m. geçtikten sonra yolun sağ tarafından aracına ateş edilmeye başlandığını, yolun sol tarafında yaklaşık 500 m. ileride ...’i yanında iki kişi ile birlikte gördüğünü, aracı yavaşlattığında yolun sol tarafından ateş edilmeye başlandığını, kendisinin ve araçta bulunan ... ile ...’in araçtan indiklerini ve tabanca ile ateş ederek karşılık verdiğini, araçta yalnızca kendisinde tabanca bulunduğunu, duyduğuna göre ateş ettiği kişinin kolundan yaralandığını savunmuştur.
Şikâyetçi ..., içinde bulunduğu araca ateş edildiğini, yolun sağ tarafından kendilerine el eden ve yavaşlatmaya çalışan birini gördüğünü, ancak tanıyamadığını, babası ...’in bu şahsın ... olduğunu söylediğini ileri sürmüştür.
Olayla ilgisinin olmadığını savunan sanık ... ise, sanık ...’in ayrıldığı eski eşiyle evlenen babasının öldürülmesi üzerine sanık ... hakkında şikâyetçi olduğunu, bu nedenle aralarında husumet bulunduğunu ifade etmiştir.
Sanık ...’in üzerinde, içinde bulunduğu araçta ve evinde gerçekleştirilen aramalar sonucunda düzenlenen tutanaklarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı belirtilmiştir.
27.01.2006 tarihinde sanık ...’in aracında yapılan aramada bir adet Kalashnikov marka silah ele geçirilmiş, bu nedenle sanık hakkında Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sırasında kayıtlı dava açılmıştır.
Olay yerinde elde edilen boş mermi kovanları ile kan lekelerinin incelemesi yaptırılmış;
Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı 23.02.2006 tarihli ekspertiz raporunda, 2 adet 9 mm. çapındaki kovanın sanık ...’de ele geçirilen tabancadan, 57 adet 7.62 mm çapındaki kovanların ise 38 adedinin tek bir silahtan, kalan 19 adedinin de 11-8 şeklinde 2 ayrı silahtan atıldığını,
03.03.2006 tarihli raporunda ise, önceki raporda belirtilen 38 adet 7.62 mm çapındaki boş kovanın sanık ...’de 27.01.2006 tarihinde ele geçirilen Kalashnikov marka silahtan atıldığını,
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı da 05.05.2006 tarihli ekspertiz raporunda, kan lekelerinin hükmü temyiz etmeyen diğer katılan ...’e ait olduğunu tespit etmiştir.
20.11.2006 tarihli duruşmada, şikâyetçi ... zorunlu vekili davaya katılma talebinde bulunmuş, mahkemece hangi suçtan katılma istedikleri sorulmadan sanık ... hakkında açılan tüm davaları kapsayacak şekilde şikâyetçinin katılan olarak davalara kabulüne karar verilmiştir.
...
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının niteliği itibarıyla, suçtan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçinin davaya katılma hakkı bulunmamaktadır...Buna rağmen yerel mahkemenin yanılgılı uygulamaya dayalı katılma kararı vermesi ise şikâyetçiye hükmü temyiz yetkisi kazandırmayacaktır.
Bu açıklamalar altında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ... yönünden:
Katılan ... zorunlu vekili temyiz dilekçesinde, sanık ...’e yüklenen suçları tek tek belirtip, "…sunulan ve resen nazara alınacak sair nedenlerle usul ve yasaya uymayan yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini" isteyerek temyiz itirazlarını adı geçen sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından da kurulan hükümlere teşmil etmişse de; sözü edilen suçların niteliği itibarıyla, suçtan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçinin kamu davasına katılma hak ve yetkisi olmadığından, yerel mahkemece yanılgılı uygulamaya dayalı verilen katılma kararı hükmü temyiz etme hakkı vermeyecektir.
Yaralama suçundan ise, sanığın savunmasının aksine katılan ...’i yaraladığına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmamaktadır.
Sanık ... yönünden:
Sanığın, yerleşim yerlerinden duyulacak şekilde ve herkesin kullandığı yol üzerinde bir zorunluluk bulunmaksızın silahla ateş etmek suretiyle genel güvenliği tehlikeye soktuğu sabittir.
Diğer yandan, sanığın ateş ettiği kendisine ait Browning marka tabancanın ruhsatsız olduğu sabit olmakla birlikte olayda kullanıldığı tespit edilen Kalashnikov marka silah nedeniyle sanık hakkında ayrıca Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 sırasında kayıtlı kamu davasının açılmış olması karşısında; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun mütemadi suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek, mükerrer cezalandırılmanın önlenmesi açısından belirtilen dava dosyası getirtilerek gerektiğinde davaların birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde ise bu dosya içine konularak sonucuna göre sanığın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan dolayı hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekmektedir.
Bu itibarla;
Yüksek Dairenizce, katılan ... zorunlu vekilinin sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve yaralama suçlarından, sanık ... müdafiinin ise müvekkili sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının da ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken, sanık ...’e atılı 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hüküm değerlendirilerek tüm hükümleri kapsayacak şekilde bozma kararı verilmesi yerinde değildir." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümler ile sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hüküm yönünden kaldırılmasına, katılan ... vekilinin sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteğinin reddine, sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmü ile sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 20.01.2014 gün ve 9088-1108 sayı ile, itirazın kısmen kabulüne, bozma kararının sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümler yönünden kaldırılmasına, katılan ... vekilinin bu hükümlere yönelik temyiz isteğinin, katılma ve hükümleri temyiz etme hakkı bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama ve sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçları açısından ise itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında katılan ...’i kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, Özel Dairece de sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına, katılan ... vekilinin sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteğinin reddine karar verilmiş olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ve Özel Dairenin itirazın değerlendirilmesi kararının kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında katılan ...’i kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmü ve sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’in katılan ...’i kasten yaralama suçundan beraatine, sanık ...’in ise genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkûmiyetine karar verilen olayda, anılan hükümler açısından; sanık ... hakkında, 27.01.2006 tarihinde aracında ruhsatsız silah ele geçirilmesi olayı ile ilgili olarak açılan ve Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sayısına kayıtlı davanın, bu dava ile birleştirilmesi, birleştirme imkânı bulunmadığı takdirde dava dosyasının getirtilip incelenerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama suçundan açılan kamu davası yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Siverek İlçe Jandarma Komutanlığının 16.01.2006 tarihli fezlekesinde; 14.01.2006 günü saat 18.00 sıralarında Siverek ilçesi, Cinhisar köyü ile Dilekli mezrası arasında kalan mevkiide silah sesleri duyulduğunun ihbar edilmesi üzerine, olay yerine intikal edildiğinde 63 VM 020 plaka sayılı aracın yanında sanık ... ile katılanlar ... ve ...’in olduğu açıklamalarına yer verildiği,
14.01.2006 tarihli tutanakta; otomobilin sağ arka tarafında bulunan ekili arazi içerisindeki taşlık alana yayılmış vaziyetteki kovanların ilerisinde iki ayrı kişinin ayak izine rastlandığı, izlerden birinin takibinin yapılamadığı, diğerinin ise Özdemir mezrasına doğru 300 metre devam edip taşlı dere yatağında son bulduğu yönünde tespitlerin yer aldığı,
15.01.2006 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olay yerinin Cinhisar köyü ile Dilekli mezrası arasında, Dilekli mezrasındaki köprüye 1.800 metre mesafede bulunan stabilize yolun üzeri olduğu, 63 VM 020 plakalı, beyaz renkli Renault 19 model otomobilin sağ arka kapısında 1 adet, sağ arka kapı camında 1 adet, sağ ön kapı camı ile çerçevenin birleştiği kısımda 1 adet, sağ ön kapı camının orta kısmında 1 adet, sağ ön kapı sacında 1 adet, sağ ön tekerin jant kapağının ortasında 1 adet olmak üzere mermi isabet izlerinin, ön cam üzerinde de 2 adet mermi çıkış deliğinin olduğu, otomobilin sol arka tarafında 2 adet 9 mm çapında kovan, otomobilin sağ tarafında, arkaya doğru yol içerisinde ve sol tarafındaki ekili arazide çok sayıda boş kovan bulunduğu, yine otomobilin arka kısmına birkaç metrelik mesafede 5 adet dolu fişek takılı vaziyette Kalaşnikof marka tüfeğe ait bir adet şarjörün olduğu, otomobile 53 metre mesafeden başlamak üzere, otonun sağ arka tarafında yol kenarındaki taşlık bölgenin bittiği ekili arazi içerisinde taşlık alana paralel şekilde dağılmış vaziyette 7.62 mm çapında kovanlar bulunduğu bilgilerine yer verildiği,
Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarının 23.02.2006 tarihli raporunda; 2 adet 9 mm çapında kovanın sanık ..."den ele geçen tabanca ile, 7.62x39 mm çap ve tipindeki 38 adet kovanın çap ve tipine uygun tek bir ateşli silah ile, 7.62x51 mm çap ve tipindeki 19 adet kovanın ise (11-8) olmak üzere çap ve tipine uygun iki ayrı ateşli silah ile atıldığının, aynı birimden alınan 03.03.2006 tarihli raporda ise; 23.02.2006 tarihli raporda bahsedilen 7.62x39 mm çap ve tipindeki 38 adet kovanın 27.01.2006 tarihinde sanık ..."in aracında yapılan aramada ele geçirilen Kalaşnikof marka tüfekten atıldığının bildirildiği,
Katılan ... hakkında Siverek Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 15.01.2006 tarihli raporda; sağ yanakta ve boynun sağ üst kısmında, çok sayıda cam parçacığının batmasıyla uyumlu yüzeyel cilt sıyrıkları mevcut olduğu belirtilerek, çehrede sabit iz bırakmayacak yaralanmanın basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olduğu yönünde kanaat bildirildiği,
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 05.05.2006 tarihli raporda; olay yerinden elde edilen kan örneklerinin, katılan ..."den alınan kan örneği ile genotipik olarak uyumlu olduğunun belirtildiği,
Sanık ...’in mahkeme huzurundaki sorgusunun 12.10.2006 tarihinde yapıldığı,
Yerel mahkemece, 15.02.2007 tarihli oturumda, aynı mahkemenin 2006/406 esas sayılı dosyasının getirtilip incelendiği, 19.12.2008 tarihli oturumda, söz konusu dosyada istinabe yoluyla resmi belgede sahtecilik suçu yönünden dinlenen tanığın beyanını içerir tutanağın ve düzenlenen adli tıp kurumu raporunun, 03.02.2009 tarihli oturumda gerekçeli kararın celbine karar verilerek söz konusu belgelerin onaylı suretlerinin dosya içerisine alındığı ve bu hususların duruşma tutanaklarına geçirildiği, yine söz konusu dosyada bulunan Siverek İlçe Jandarma Komutanlığının sanık ...’in köy korucusu olmadığına dair 30.05.2006 tarihli yazısı ile sanık ... adına tanzim edilmiş Kalaşnikof marka otomatik tüfek ve Browning marka tabancaya ait silah ruhsat fotokopilerinde evsafı yazılı silahların kaydının bulunamadığına ve tanzim edilen ruhsatların sahte olduğuna dair 13.03.2006 tarihli yazısının örneğinin dosya içerisine alındığı, celbedilen evrakın halen incelemeye konu dosyanın arasında bulunduğu,
Yerel mahkemece, gerekçeli kararın deliller bölümünde, aynı mahkemenin 2006/406 esas sayılı dosyasının gösterildiği,
Mahkemece dosya içerisine alınan aynı mahkemenin 20.01.2009 gün ve 406-14 sayılı gerekçeli karar örneğinin incelenmesinde; Siverek Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2006 tarihli iddianamesi ile, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kamu davaları açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, sanık ..."in 27.01.2006 tarihinde aracında jandarma görevlileri tarafından yapılan aramada 1 adet Kalaşnikof marka tüfek ele geçirildiği, sanığın köy korucusu olduğundan bahisle üzerinde taşıdığı köy korucusu kimlik kartını ve tüfeğe ait olduğunu söylediği ruhsat fotokopisini ibraz ettiği belirtilerek, sanığın ibraz ettiği köy korucusu kimlik kartının sahte olduğu, silah ruhsat fotokopisinin ise başka bir kişiye ait silaha ait olduğu gerekçesiyle ruhsatsız silah taşıma suçundan 6136 sayılı Kanunun 13/2 ve TCK"nun 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 375 Lira adli para cezası ile, resmi belgede sahtecilik suçundan TCK"nun 204/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı,
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede de; söz konusu hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesince 20.02.2014 gün ve 9695-4072 sayı ile resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün TCK"nun 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmün ise, sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/688 esas sayılı dosyasında görülen dava ile söz konusu davanın birleştirilmesi, birleştirme imkânının olmaması halinde ise söz konusu dava dosyası getirtilip incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik soruşturmayla mahkûmiyet hükmü kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; 14.01.2006 günü saat 17.30 sıralarında Siverek ilçesinden ikamet ettikleri Gülpınar köyü Kaynakbaşı mezrasına gittikleri sırada Cinhisar köyü ile Dilekli mezrası arasında, yolun sağ tarafında bir kişinin el kaldırıp kendilerini yavaşlatmaya çalıştığını, bu kişiyi tanımadığını, yavaşladıkları sırada kendilerine yolun sağ tarafından ateş edilmeye başlandığını, babası İbrahim"in kendilerini yavaşlatan kişinin sanık ... olduğunu söylediğini, kendilerini aracın dışına attıklarını, babasının da araçta bulunan tabanca ile ateş etmeye başladığını, kendilerine üç kişinin ateş ettiğini ancak bu kişilerin yüzlerini görmediğini,
İnceleme dışı katılan ... kollukta; Cinhisar köyüne yaklaşık 1-2 km mesafe kala tanımadığı ve hiç görmediği bir şahsın elini kaldırarak arabalarını durdurmaya çalıştığını, amcası İbrahim"in "bu Nuri" dediğini, ardından yolun sağ tarafından, uzun namlulu silahlarla içinde bulundukları araca doğru ateş açıldığını, ateş açılması ile arabanın içine eğildiğini, iki kişinin kendilerine ateş ettiğini gördüğünü, aracın 5-6 metre kadar gittikten sonra yolun sol tarafına doğru, şarampole girerek durduğunu, araçtan inip kendisini yere attığını, bu esnada amcası sanık ... ile amcasının oğlu katılan ...’nin aracın sol tarafından çıktıklarını, sürünerek amcasının bulunduğu yere gittiğini, yolun sol ve sağ taraflarından kendilerine doğru ateş edildiğini, taşların arkasına saklandıklarını, yaklaşık 20-25 dakika boyunca, aralıklarla bulundukları bölgeye ateş edildiğini, sanık ..."in ateş edilen bölgeye doğru 3-4 el ateş ettiğini, daha sonra ateşin kesildiğini, kendilerine ateş eden üç kişinin Siverek istikametine doğru koşarak kaçmaya başladıklarını, kendilerine ateş edenlerin kimler olduğunu bilmediğini,
Mahkemede; olay sırasında kendilerini durduranın sanık ... olduğunu gördüğünü, ateş edenlerin üç kişi olduğunu ancak kim olduklarını bilmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ...; bir süre önce babası Abdurrahman Geyik’in öldürüldüğünü, babasının, sanık ...’in boşandığı eşiyle evlenmesi nedeniyle babası ile sanık ... arasında husumet olduğunu, babası öldürülünce sanık ...’den şüphelendiğini ve İbrahim’in ismini adli makamlara verdiğini, bu sebeple sanık ...’le arasında husumet oluştuğunu, kendisine iftira atıldığını,
Sanık ...; 14.01.2006 tarihinde sevk ve idaresindeki araç ile Siverek ilçesinden ikamet ettiği Gülpınar köyü, Kaynakbaşı mezrasına doğru seyir halinde olduğunu, aracın içerisinde oğlu ... ile yeğeni ..."in de bulunduğunu, Cinhisar köyü ile Ericek mezrası yol ayrımını 600 metre kadar geçince, yolun sağ tarafından kendi aracına doğru ateş edilmeye başlandığını, yolun sol tarafında yaklaşık 500 metre önünde de sanık ...’i gördüğünü, Nurettin’in yanında iki kişinin daha olduğunu ancak onları tanıyamadığını, Nurettin’in el kaldırıp kendisini yavaşlattığını, yavaşlayınca yolun sol tarafından ateş edilmeye başlandığını, aracı ile şarampole girdiğini, araçta bulunan oğlu katılan ... ile yeğeni Tahsin’in de araçtan inerek yere yattıklarını, kendisinin de araçta bulunan ruhsatlı tabancayı alıp ateş etmeye başladığını, Nurettin"i sadece kendisini yolda yavaşlatırken gördüğünü, 27.01.2006 tarihinde aracında ele geçirilen Kalaşnikof marka tüfeği bu olay sırasında kullanmadığını,
Savunmuşlardır.
1- Sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama suçundan açılan kamu davası yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği;
5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Sanığa atılı kasten yaralama suçunun yaptırımı, 5237 sayılı TCK"nun 86/2. maddesinde dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak düzenlenmiş, aynı maddenin 3. fıkrasının (e) bendinde, bu suçun silahla işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılacağı belirtilmiştir. Buna göre, TCK"nun 66/1-e maddesi uyarınca suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise oniki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 14.01.2006 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 12.10.2006 tarihli sorgusu olup, bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK"nun 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, 12.10.2014 günü dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
2- Sanık ... hakkında açılan kamu davası yönünden dava zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılmakla, sanık ..."in genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkûmiyetine ilişkin hüküm açısından; sanık ... hakkında 27.01.2006 tarihinde aracında ruhsatsız silah ele geçirilmesi olayı ile ilgili olarak açılan ve Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sayısına kayıtlı davanın, bu dava ile birleştirilmesinin, birleştirme imkânı bulunmadığı takdirde dava dosyasının getirtilip incelenerek sonucuna göre sanık ..."in hukuki durumunun belirlenmesinin gerekip gerekmediği;
Yerel mahkemece, sanık ... hakkında 27.01.2006 tarihinde aracında ruhsatsız Kalaşnikof marka silah ele geçirilmesi olayı ile ilgili olarak açılan kamu davasına ilişkin, Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sayısına kayıtlı dava dosyasının getirtilerek duruşmada incelendiği, gerekli görülen evrakın ve bilahare söz konusu davanın gerekçeli kararının bir örneğinin dosyanın içerisine alındığı, gerekçeli kararın deliller bölümünde de bahse konu dosyanın gösterildiği anlaşıldığından, yine itiraza konu dosya kapsamındaki mevcut deliller itibarıyla genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan açılan dava ile söz konusu dosyada 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan davanın birleştirilmesi yargılamaya bir katkı sağlamayacağından ve yargılama sürecini uzatacağından Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; eksik araştırmayla hüküm kurulduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının;
a- Sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama suçundan açılan kamu davası yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin ön sorun bakımından değişik gerekçeyle KABULÜNE,
b- Sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan açılan kamu davasının, aynı sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan ve Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/406 esas sayısına kayıtlı olan dava ile birleştirilmesinin, birleştirme imkânı bulunmadığı takdirde dava dosyasının getirtilip incelenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık yönünden KABULÜNE,
2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05.03.2013 gün ve 1159-7356 sayılı bozma kararının, sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hükümler yönünden KALDIRILMASINA,
3- Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.11.2009 gün ve 688-356 sayılı hükmünün, sanık ... hakkında katılan ..."i kasten yaralama suçu açısından; gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, sanık ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin ön sorun bakımından 13.06.2017 tarihinde yapılan ilk müzakerede oybirliğiyle, davaların birleştirilmesinin, birleştirme imkânı bulunmadığı takdirde dava dosyasının getirtilip incelenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık yönünden ise ilk müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 04.07.2017 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
13.06.2017 tarihli oturumda;
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.