11. Hukuk Dairesi 2015/10106 E. , 2016/3873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2015 tarih ve 2012/71-2015/56 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ile davalılar .... ve ... .... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05/04/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ..., davalı ...vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki, işleteni, zorunlu trafik, zorunlu koltuk ferdi kaza ve taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olduğu otobüsünün devrilmesi sonucunda, davacılardan ..."ın eşi, ... ve ..."ın anneleri olan ..."ın öldüğünü, davacılar ... ve ..., ..., ... ve ..."ın da yaralandığını, davalılardan ... "nin ..."ın ölümü nedeniyle davacı mirasçılarına 125.000 TL., ..."nin ise 58.308 TL, ..."ın yaralanması nedeniyle de ...."nin ..."a 53.891,16 TL ödeme yaptığını, ancak bu ödemelerin kısmi ödeme olduğunu, sadece ... yönünden ... "nin sorumluluğunun kalmadığını ileri sürerek, şimdilik destekten zararı olarak ..., ... ve ... için 100"er TL., yaralanmalarından dolayı ..., ... ve ... için 100"er TL maddi tazminatın, davacılar ... için 50.000 TL., ..., ... ve ... için 100.000"er TL, ..., ... ve ... için 20.000"er TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, ıslahla ... için maddi tazminat talebini 116.581,17 TL"ye, ... için 46.233,01 TL"ye, ... için 3.102,41 TL"na, ... için 5.362,03 TL"ye, ... için 2.087,56 TL"ye, ... için 173,96 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... savunmada bulunmamış, diğer davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosyaya sunulan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu, davacılardan ..."ın bir kolunun kopması sebebiyle % 85 oranında malul kaldığı, kalan iş gücüne erişmek için geçecek tedavi süresinin ise 4 ay olacağı, diğer davacıların da kazada yaralandıkları ancak maluliyete uğramadıkları gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, davacı ... için 116.581,17 TL, ... için 46.233,01 TL., ... için 3.102,41 TL, ... için 5.362,03 TL., ... için 2.087 TL., ... için 173,96 TL maddi ve davacı ... için 30.000 TL, davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 20.000"er TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 4.000"er TL, davacı ... için 2.000 TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline (davalı ..."nin sorumluluğunun maddi tazminat talebiyle ve 25/01/2012 dava tarihinden itibaren yürütülecek temerrüt faiziyle sınırlı olması kaydıyla) karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın C.4. maddesi uyarınca, sigorta ettirenin değişmesi durumunda, sigorta poliçesinden doğan tüm hak ve borçların yeni sigortalıya geçeceğinin belirtilmiş olması karşısında, davalı ..."nin sigortalısı diğer davalı ... "un aracını davalı ... ."ye uzun süreli kiraya vermesi ile anılan sigorta sözleşmesinin kendiliğinden sona ermeyecek bulunmasına, yine 25.01.2012 dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 5/3. maddesi uyarınca davalı ... vekilince ilk itiraz şeklinde ileri sürülmeyen işbölümü itirazının mahkemece dikkate alınamayacak olmasına göre, davalılar ... vekili ile ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın, zarar sorumlusu bulunan davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece talep edilebilecek tazminat miktarının tespiti konusunda görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, davalı ... tarafından 12.01.2011 tarihinde davacılar ..., ... ve ..."a ödenen destek tazminatları, ödeme tarihi ile bilirkişi rapor tarihi arasında geçen süre için yasal faiz uygulanmak suretiyle güncellenerek, hesaplanan destek zararından düşülmüştür.
Oysa haksız fiil nedeniyle zarar görenin mal varlığındaki azalma haksız fiilin işlendiği anda meydana geldiğine göre, haksız fiili işleyenin sorumluluğu da bu tarihten başlayacaktır. Olay tarihi itibariyle tazminatın tamamını ödemekle yükümlü bulunan tazminat yükümlüsünün ödeme yapmaması halinde temerrüte düşeceğinde duraksama bulunmamaktadır. Olay tarihinde haksız eylem nedeniyle mal varlığında azalma meydana gelen tarafın, bu zararının sonraki tarihlerde giderilmesi, bir taraftan aradan geçen zaman nedeniyle haksız fiil sorumlusunun sebepsiz zenginleşmesine neden olurken, bir taraftan da zarar görenin zararlarının artmasına neden olacaktır. Prensipte haksız eylem tarihinde tümüyle ödenmesi gereken zararın bir kısmının olay tarihinde ödenmiş olması haksız fiil sorumlusunun temerrütünü ortadan kaldırmayacağı gibi, yasal olarak ödenmesi gereken bu miktarın, açıklanan özellikleri karşısında, güncellenerek tazminat bedelinden indirilmesi de düşünülemez. Böyle bir kabul biçiminde haksız fiil sorumlusunun geç ödemekten yarar elde etmesi söz konusu olur ki, bunun hukuken korunması olanaklı değildir. (HGK"nın 18.05.2011 gün ve 2011/4-157 E.-317 K.)
Bu durum karşısında mahkemece, her ne kadar davacılar vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar kadar talepte bulunulmuşsa da, aynı ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu da bildirildiğinden, dava açılmadan evvel davalı ... tarafından davacılar ..., ... ve ..."a yapılan ödemelerin, bilirkişi raporu tarihine kadar güncelleştirilerek hesaplanan tazminattan indirilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.4. maddesi uyarınca sigortacı, tazminatı B.3 bölümündeki belgelerin eksiksiz olarak, şirketin merkez veya kuruluşlarına iletildiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde, poliçedeki teminat tutarları dahilinde öder. Tazminatın bu süre içinde haklı neden olmaksızın ödenmemesi halinde, sigortacı temerrüte düşmüş olur ve ödenmemiş tazminat tutarına yasal temerrüt faizi uygulanır.
Somut uyuşmazlıkta da muris ..."ın yasal mirasçıları vekilince 20.09.2010 tarihli dilekçe ile ... "ye başvurulmuş, nitekim anılan sigorta şirketince de hasar dosyası açılmış ve 01.11.2010 tarihli ekspertiz raporu düzenlenmiştir.
O halde mahkemece, davalı .. aleyhine hükmedilen tazminat tutarı yönünden temerrüt tarihinin, yukarıda açıklanan şekilde incelenip tespit edilmesi gerekirken, anılan sigortacının temerrüte düşürülmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
4- Olay tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken BK.’nın 47. maddesi uyarınca, hakimin özel durumları dikkate alarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen dahi olsa telafi etmeye elverişli, makul ve adalete uygun olmalıdır.
Somut olayda ise mahkemece davacılar yararına taktir edilen manevi tazminat miktarı, olayın özellikleri, meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında, davacıların murislerinin ölümünden, yakınlarının veya kendilerinin yaralanmalarından etkileniş derecesine ve yukarıda açıklanan ilkelere uygun düşmeyip azdır. Bu durum karşısında mahkemece, davacılar yönünden manevi tatmini sağlayacak ölçüde ve adalete uygun, makul bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi dahi doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ile .... vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8.687,09 TL temyiz ilam harcının (davalı ...Ş. 1.856,09 TL"den sorumlu olmak üzere) temyiz eden davalılar ... ve ... "den müteselsilen alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 07/04/2016 tarihinde oyçokluğuya karar verildi.
KARŞIOY
Destekten yoksunluk tazminatı hesabında, zararın karar tarihine en yakın gündeki verilere göre belirleneceği dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı B.K 46/2 (6098 sayılı TBK 75) maddesinde düzenlemiş olup, bu konudaki doktrin görüşü ile yargı kararları da istikrar kazanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan 26.11.014 tarihli aktüer raporunda, davalı ... şirketince davadan önce 12.01.2011 tarihinde davacılar ..., ..., ..."ya yapılan ödemeler, rapor tarihi itibariyle yasal faiz oranında güncellenmek suretiyle davacıların tazminat alacaklarından mansup edilmiş, mahkemece güncelleme kabul edilmek suretiyle rapora istinaden hüküm tesis edilmiştir.
Davacıların temyizi üzerine, sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda, güncelleme yapılamayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Oysa davalı ... şirketi tarafından 12.01.2011 tarihinde yapılan ödemeyi, 26.11.2014 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı yapılmadan önce davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacılara yapılan ödemenin, ödeme gücü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen sürede işlemiş yasal faizi ile birlikte tazminattan mahsup edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2012 gün 2011/4-824 E. 2012/134 K. sayılı kararında da güncelleme yapılması gereğine işaret edilmiştir.
Bu durumda, davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken, temyiz isteminin bu yönden de kabulüne ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.