Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1996 Esas 2021/2245 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1996
Karar No: 2021/2245
Karar Tarihi: 03.03.2021

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1996 Esas 2021/2245 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/1996 E.  ,  2021/2245 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : TCK"nın 89/4, 62, 50/1-a, 52/2-4, 53/6 ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddeleri gereğince mahkûmiyet




    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olay tarihinde 2007 doğumlu katılan ... ile katılan ..."nin ... sayılı yerde bulunan apartmanın önüne geldiklerinde, kaldırım üzerindeki apartmanın bodrum katına kömür atmak için kullanılan sac demir kapağa adımlarını attıklarında kapağın kırılmasıyla apartmanın bodrum katına düşmeleri sonucu ..."nın yüzünde sabit iz kalacak şekilde, ..."nin ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı olayda, sanığın apartmanın müteahhidi olduğu, kendi ikrarı ile anlaşıldığı üzere 20 yıl evvel binanın ve kapağın kendisi tarafından yapıldığı, apartmanın giriş katında bulunan bir dükkanın sanığa ait olduğu ve depo olarak sanık tarafından kullanımına devam edildiği, alınan bilirkişi raporlarına göre ..."nın depo kapağını "Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğine" aykırı şekilde çıkış yerini yanlış ve yasak olarak kaldırıma vermek suretiyle yaptığı için asli kusurlu olduğunun anlaşıldığı olayda,
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusur durumuna ve sanığın mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına, katılan vekilinin ise verilen cezanın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, madde uyarınca bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için o mesleğin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerektiği dikkate alındığında, dosya içeriğine göre müteahhit olduğu tespit edilen sanığın icra ettiği mesleğin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde 1 yıl süre ile meslek ve sanatın icrasından yasaklanmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün TCK"nın 53/6 maddesinin uygulanmasına ilişkin 9. paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.